"Hikmet-i ezeliyenin düsturuyla tanzim olunan âlemin mahiyeti müstaid değil ve inayet-i ezeliyenin pergeliyle nakşolunan feleğin kanunu müsaid değil..." Misalle izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İstediğim emir ve arzu ettiğim şey ve teşehhî ettiğim hal, hikmet-i ezeliyenin düsturuyla tanzim olunan âlemin mahiyeti müstait değil ve inayet-i ezeliyenin pergeliyle nakşolunan feleğin kanunu müsait değil ve meşiet-i ezeliyenin matbaasında tab olunan zamanın tabiatı muvafık değil ve mesâlih-i umumiyeyi tesis eden hikmet-i İlâhiye razı değildir ki, şu âlem-i imkân, Feyyaz-ı Mutlakın yed-i kudretinden, şu ukulûmuzun hendesesiyle ve tehevvüsümüzün iştahısıyla istediğimiz herbir semeratı koparsın. Verse de tutamaz, düşse de kaldıramaz..."

Allah’ın ezelî ihsanın pergeli ile çizilen kâinat kanunu, insanın iyi bir niyet ile kendi cüz’î bakışına göre çizdiği âlem kanunu arasında bir tezat olabilir. Mesela, bir Müslüman İslam âleminin miskinliği ve geri kalmışlığının gitmesini arzu eder, Allah’tan şiddetle taleb eder. Ama Allah, insanın bilemeyeceği binlerce gizli hikmetinin muktezası olarak bu hâlin devamına hükmedebilir. O zaman Müslüman acizlenip şikâyete başlar.

Kâinatın çarkları ve âlemlerin nizamı, insanların basit ve ihatasız iştah ve heveslerine göre işlemiyor. Bu hayır noktasında da böyledir, şer noktasında da böyledir. Allah fiil ve icraatlarını takdir ederken, insanların hevesini değil, ezelî ve ebedî isimlerinin gizli hikmetlerini esas alıyor. İnsan arzu ve hevesleri ile Allah’ın ezelî hikmetlerini tesiri altına alamaz.

Mesela, bütün Müslümanlar İsrail kâfiri karşısında Filistinli Müslüman kardeşlerimizin galip gelmesini şiddetle arzuluyorlar. Ama hâl-i âlem ve Allah’ın bizce bilinmeyen hikmetleri tersine izin veriyor. Biz de bu durumdan şikayetlenip duruyoruz. Bu şikâyet isyan ve tevekküle zıt bir hâl olmadığı için, Allah’ın icraatlarını beğenmemek veya itiraz manası çıkmaz.

Zamanın tabiatı, zamanın icabı manasına geliyor. Mesela, bundan üç asır önce yaşayan birisi uçağa binemez, uzun yolu kısa bir zamanda gidemezdi. O zaman insanın uçağa binmesi ve üç aylık yolu üç saatte gidebilmesi, ancak bu zamanda olması ile mümkündür. Çünkü o zamanın tabiatı buna müsaade etmez.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.064
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...