"Hizbü’l-Ekber yüz senelik güzel bir kap içerisinde, o kabın, üzerinde sırmayla padişahın mühim fermanlardaki tuğra-i şâhâne işlenmiş gördük." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Yirmi Sekizinci Mektubun birinci risalesinin altıncı nüktesinde rüya-yı sadıka, kader-i İlâhi her şeyi ihata ettiğine bir hüccet-i katıa hükmünde Üstadımızın binler tecrübeyle gördüğü gibi, aynen bu vâkıa dahi bizlere şuhud derecesinde kat’î ispat etti ki, hâdisat, vücuda gelmezden evvel mukadderdir, malûmdur, muayyendir, kader-i İlâhinin mizanlarıyla geliyor diye, bu rükn-ü imaniye bize gayet kat’î bir nümune oldu."
"Hem rüyanın ikinci tabakasında Üstadımız diyor ki, ona ve Risale-i Nur’un heyetine bir ferman geliyor. Birden geldi, o kudsî ferman Kur’ân çıktı. Bunun tâbiri, aynı günün aynı tecrübe saatinde, Hizbü’l-Ekber-i Kur’ânî ümit edilmediği o vakitte, Âsiye Hanımın hanesinde tezyin için gönderilen Hizbü’l-Ekber yüz senelik güzel bir kap içerisinde, o kabın, üzerinde sırmayla padişahın mühim fermanlardaki tuğra-i şâhâne işlenmiş gördük."
"Üstadımız dedi ki: Ferman geldi diye Kur’ân çıktı. Şimdi de Kur’ân’ın Hizbü’l-Ekberi geldi. Üstünde ferman turrası bulunduğundan, Risale-i Nur’un heyetine beşaretli ve medâr-ı feyiz ve terakki bir ferman-ı Rabbanî hükmüne geçeceğini rahmet-i İlâhiyeden bekleriz. Hem bu tâbirden az sonra sizlerin kıymettar hediyelerinizi aldık ki, rüyanın tam tabiri çıktı. Orada bulunan umum kardeşlerimize selâm, arz-ı hürmet eder, dualarınızı isteriz."(1)
Üstad Hazretleri burada bir rüya tabir ediyor. Rüyada gelen fermanın Kur’an olması ve aynı günde ümit edilmediği bir zamanda Âsiye Hanım tarafından Hizbü’l-Ekber-i Kur’ânî’nin bir güzel kap içinde getirilmesi, rüyanın tabirini müşahhas bir hale getiriyor.
(1) bk. Sikke-i Tasdk-i Gaybi, "Emin ve Feyzi’nin Ispartalı kardeşlerine gönderilmiş bir fıkrasıdır."
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü