"Hediyeniz, Kastamonu’ya geleceği anında rüyada gördüm ki, bizlere bir ferman-ı şahane manevi bir cânipten geliyor,.." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Azîz, sıddık kardeşlerim;
"Hediyeniz, Kastamonu’ya geleceği anında rüyada gördüm ki, bizlere bir ferman-ı şâhâne mânevî bir cânipten geliyor, kemâl-i hürmetle ellerinden tutup bize getiriyorlar. Biz baktık ki, o ferman-ı âli Kur’ân-ı Azîmüşşân olarak çıktı. O halde bu mânâ kalbe geldi:
"Kur’ân yüzünden Risaletü’n-Nur’un şahs-ı mânevîsi ve biz şakirtleri, bir terfi ve terakki fermanını âlem-i gayptan alacağız. Şimdi tâbiri ise, o fermanı temsil eden mâsumların kalemiyle mânevî tefsir-i Kur’ânîyi aldığımızdır. Bu rüyanın şimdiki tâbiri çıkmadan bir iki saat evvel Feyzi ile Emin’in gösterdikleri tâbir dahi haktır, ehemmiyetlidir." (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Risale-i Nur'dan Parlak Fıkralar ve Bir Kısım Güzel Mektuplar)
Buradaki meselede Bediüzzamana Kastamonu'dayken küçük masumların yazdığı Risale-i Nurlar geliyor.
Üstad Hazretleri, bu Risale-i Nurlar eline ulaşmadan önceki gün böyle bir rüya görüyor. Ve bu rüyayı Kuran-ı Kerim'in davası üzerine uğraş verdikleri için Cenab-ı Hak'tan bir müjde olarak yorumluyor.
Nasıl ki önemli bir meselede bir asker yaptığı vazifeden dolayı padişahın fermanına mazhar olur ve bu olay terfi ve terakkiye bir vesiledir.
Aynen öyle de rüyada gördüğü fermanın Kuran-ı Kerim çıkması gibi, tabirinde de Kuran'ın mesailine ait bir hediye alacaklarını ve bu olayın manevi bir müjde olduğunu söylüyor.
Ayrıca önceki sayfada (yeni basım RNK yayınlarında) Fevzi ve Emin abilerin o vakitlerde gelen Hizbu'l-Ekber isimli Kur'andan tesirli surelerin yer aldığı hediyeyi kastetmelerine binanen, o tabirin de hakikat olduğunu dile getiriyor
Ayrıca "hadisat, vücuda gelmeden evvel mukadderdir, malumdur, muayyendir. Kader-i İlahînin mizanıyla geliyor." kaidesini bize hatırlatıyor.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü