"İşte şöyle vesveseleri izale için hads-i kalbînin ve iz’ân-ı aklinin pek çok menbalarından, bir mukaddime ile dört menbaına işaret edeceğiz. " Hads-i kalbi ve iz’ân-ı akli tabirlerini izah eder misiniz? Bunlar ruhaniyat için nasıl delil oluyor?
Değerli Kardeşimiz;
Hads; Üstad Hazretlerinin ifadesiyle “şimşek gibi sürat-i intikal” olduğuna göre, hads-i kalbî, kalbin bir şeyi hemen kabul etmesi, takdir etmesi, sevmesi gibi manaları hatıra getiriyor.
Hads’te “uzun süre düşünme, hipotezler kurma, ispat için deliller getirme ve sonunda kabul etme” gibi safhalar bir anda aşılır. “Mebdeden müntehaya bir anda geçilir.”
Mesela, harika bir sanat eserini gördüğümüzde hemen hayran oluruz. Bu hayranlık kalbe ait bir iştir ve bir anda tahakkuk eder. Yoksa akıl o eser üzerinde uzun araştırmalar yaptıktan sonra kalb ona hayran olmuş değildir.
İz’ân-ı akli’de düşünme, idrak etme, anlama söz konusudur. Yaprağın hareketinde rüzgârı seyreden bir insan, uçan bir kuşa baktığında da onun bedenini hareket ettiren bir başka şeyin olduğunu aklen görür ve kalben hisseder. Böylece bütün bedenlerdeki o et ve kemik yığınlarını hareket ettiren ruhların varlığını hem kalben hem aklen kabul eder.
Yine de insanoğlu batıl felsefelere kapılmakla, nefsine ve hissiyatına mağlup olmakla yahut dünyevi meşgalelere fazlaca dalmakla bu “hads-ı kalbîyi ve iz’ân-ı akliyi” yakalamakta zorluk çekebilir. Bu sebeple, dersin devamında ruhun varlığı ve bekası konusundaki bütün vesveseleri izale etmek üzere bir mukaddime ile dört menbada konu bütün yönleriyle ele alınmıştır. Bunları okuyan kişi, bir “hads-i kalbî ve iz’ân-ı akli” ile bu hakikatleri çok kolay ve çabuk kavrayacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü