"Kalp" ve "Ruh" münasebeti nasıldır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah'ın isimlerinin ilk tezâhür ve tecelli merkezi arş olduğu gibi; kalp de ruhun âdeta ilk tezâhür ve tecelli merkezidir. Arş hakkında geçerli olan kâide, kalp hakkında da geçerlidir. Mahlûkat da Cenab-ı Hakk'ın isimlerinin ve sıfatlarının tezahürü, mahlûkatın mahiyet ve keyfiyetiyle yakından ilgilidir.

Yani mahlûkatın mahiyeti itibariyle, tezahür edecek olan esma öne çıkar, diğerleri onun gölgesinde kalır. Hatta bazı esma ve sıfat, bazı mahlûkatta tecelli etmeyebilir. Fakat arş; Evvel, Âhir, Zâhir ve Bâtın isimlerinin halita ve karışığı olduğundan, bütün esmanın tecelli ve tezahür merkezi olması hasebiyle, Cenab-ı Hakk'ın ehadiyetinin, yani cilve-i Zâtiyenin ilk tecelliğâhıdır. Aynen öyle de; ruhun da bedende tezahür edeceği ve iş yapacağı cihazlata ve letaife göre farklı tezahürleri vardır.

Meselâ; ruh; burunla koklar, dille tadar, kulakla işitir, deri ile hisseder, mide ile hazmeder ve beyin ile fikreder. Kalpte ise; bütün vasıf ve özellikleri ile birlikte bulunur. Dolayısıyla ruh, kalpte bir nevi zâti hususîyetleri ile mütecellidir. Bu nokta-i nazardan kalp, ruhun payitahtı ve saltanat merkezidir. Ruh, sanki vahidiyet cihetiyle diğer âza ve lâtifelerde, hususi mânada tezahür eder. Kalpte ise, bir nevi ehâdiyyet, zâtiyet ve küllî mâna da tezâhürü söz konusudur. Bu cihetle kalbe ruhun arşı denebilir. Buna binaen ruh, kalple beraber, ona bağlı bütün lâtife ve manevî cihazatı doyurur, idare ve tedvir eder. Bütün manevî lâtife ve cihazatın esası, merkezi, anası ve onları ihata eden kalptir. Ruh; bütün lâtife ve manevî cihâzatın, merkezi ve sultanı olan kalple, o lâtifeleri nemâlandırır ve terbiye eder.

Nasıl ki ruh; ilmi akıl ile, hakkı hukuku ve adâleti vicdan ile, misal âlemini hayal ile ihâta ve idare ediyorsa, binlerce lâtife ve manevî cihazatı da, kalp ve onun kumandası altında idare eder, kemale erdirir ve terbiye eder. Demek ki ruh sultanı, beden ülkesini idare ederken, çeşitli ana merkezler ve tahtlar kullanır.

Meselâ; nasıl ki ruh; maddî azalar ve hasseler ile, onların önündeki istifade sahalarından, keyif ve lezzet alıyor ise, kalple de onun sayesi altındaki manevî lâtifeler ve cihazatının inkişâfıyla, sahalarından istifade ve istifâze ederek inkişâf eder. Küllî bir marifet mertebesine vasıl olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
K
Okunma sayısı : 5.657
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...