"Kendi mukadderatını yazmasına müteharrik bir kalem olur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Zaten sükûn ve sükûnet, atâlet, yeknesaklık, tevakkuf, bir nevi ademdir, zarardır. Hareket ve tebeddül vücuttur, hayırdır. Hayat, harekâtla kemalatını bulur, beliyyat vasıtasıyla terakki eder. Hayat, cilve-i esma ile muhtelif harekâta mazhar olur, tasaffi eder, kuvvet bulur, inkişaf eder, inbisat eder, kendi mukadderâtını yazmasına müteharrik bir kalem olur, vazifesini ifa eder, ücret-i uhreviyeye kesb-i istihkak eder."(1)
Hayat, içinde çok makamları ve anlamları barındıran potansiyel bir hamur gibidir. İlahi isimler ise bu hamuru şekilden şekle sokaraki yani hamuru yoğurarak o potansiyel anlam ve makamları açığa ve meydana çıkarmak istiyor.
Mesela, bir isim hayata bela verir, hayatın sabır ve tevekkül makamını meydana çıkarır. Diğer bir isim şifa vermek için hasta eder. Başka bir isim başka potansiyeli çıkarmak için başka tahriklerde bulunur vesaire. Her bir isim hayat hamuruna farklı şekiller vererek o hayat hamurunun bir özelliğini bir vasfını meydana çıkarıyor.
Hayatın tasaffi etmesi; potansiyel bir özelliğinin açığa çıkıp gelişmesi ve tekamül etmesi anlamına geliyor. Mesela, bir isim bir bela gönderdi, insan da bu belaya karşı dayandı. Bunun neticesinde sabır, tevekkül ve teslimiyeti gelişti. Bela olmasa, bu üç mümtaz özellik tasaffi edip tekamül edemezdi.
“Kendi mukadderâtını yazmasına müteharrik bir kalem olur.”
Hayat hareket ettikçe, çalkalandıkça, halden hale sürüklendikçe kendi içindeki makam ve anlamların hem açığa çıkmasına hem de gelişip büyümesine sebebiyet veriyor. Bir nevi kaderin hayatın içine koymuş olduğu takdiratı yani potansiyel anlam ve makamları, hayat, kendi hareketi ve serüveni ile geliştirip meydana çıkarıyor. Şayet hayat atıl kalıp hareket etmeseydi, hayatın içindeki mukadderat hep potansiyel olarak kalacaktı; manası ve makamı anlaşılmayacaktı.
Kaba bir taşın güzel bir heykele dönüşebilmesi için, uzun bir süre işlemlerden geçmesi ve heykeltraşın ağır çekiç ve keskilerine maruz kalması gerekiyor. Yoksa o kaba taş, asla bir esere bir sanata dönüşmez. İnsanın hayatı da aynı bu kaba taş gibi hareket eden bir kalem gibi olmazsa, kemalini ve anlamını bulamaz.
1) bk. Mektubat, On İkinci Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü