Maddi hastalıklar için, ubudiyete mani olduğu zaman mı iltica edebiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
Dünyevi musibetler ve sıkıntılar duanın vaktidirler; bizim dua etmemizi ihtar eden saikler hükmündedirler. Tıpkı akşam vaktinin akşam namazına âlem ve sembol olması gibi.
İnsan her işinde daima Allah rızasını gözetmelidir. Bu niyete başka şeyler sızarsa, ibadetin ruhunu kaçırır ve bozar. Diğer dünyevi hikmet ve faydalar ise ibadete şevki ve gayreti artırmak için vasıta olarak kullanılabilir.
Bir şeyin hikmeti ayrıdır, illeti ayrıdır. Hükmü geçerli kılan hikmet değil, illetidir. Hükmün illeti yani varlık sebebi ise Allah ve Resulünün (asm) emridir. Hikmet olmasa da hüküm bakidir. Hikmet, sadece o emrin süsü ya da dünyevî meyveleri hükmündedir. İşte bütün farz ve sünnetlerin illeti yani hakiki sebebi emr-i İlahidir.
Allah emrettiği şeylere maddi ve manevi çok maslahatlar ve hikmetler taktığı gibi, yasakladığı şeylere de nice zararları ve çirkinlikleri takmıştır. Ama bu zararlar ve menfaatler, hükmün illeti, yani sebebi değillerdir. Hükmün asıl illeti Allah’ın emretmesi ve yasaklamasıdır. Bu fayda ve zararların gitmesi ve kalkması, hükmü yani emir ve yasağı ortadan kaldırmaz.
Emir ve yasaklara takılan fayda ve zararlar, her zamanda ve her mekânda aynı olmayabilirler. Bazen bir bölgede zararlı olan bir haram, başka bir bölgede zarar vermeyebilir. Zarar vermedi diye haram hükmü bozulmaz, ortadan kalkmaz; yasak devam eder.
Bir Müslüman namazı bedene faydalı olduğu için kılsa, o namaz batıl olur. Hem yağmur yağdırılsın diye dua edilmez. Yağmursuzluk duanın vaktidir, ama dua ve niyaz neticesinde Allah lütfundan rahmet yağdırırsa bu da şükür ister.
Hastalık ve musibetlere maruz kalan kişi acizliğini anlar, Rabbine iltica eder, daha ziyade dua ve niyazda bulunur. Zaten hastalık ve musibetlerin hikmeti de budur. Hastalık ve musibet devam ettiği sürede daima dua etmek lazımdır. Allah ne zaman şifa verirse, musibeti ne zaman kaldırırsa, vakit bitmiş demektir.
Burada asıl olan insanın hastalık vesilesi ile aczini anlayıp onun şifa dergâhına müracat etmesidir. Allah’ın razı olduğu mana bu olduğu gibi, ibadetin özü ve kulluğun esası da budur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü