"Mart ve mayıs ayları müstebit aylardır." ifadesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
“...Ben geçen sene garîb‑üz‑zaman idim. Sonra Bediüzzaman oldum. Şimdi de bid'at‑üz ‑zaman oldum. İstanbul’a da şeâmet oldum. O da bana şeâmetli oldu. Beni sathında kabul etmez, batnına geçirmek istiyor. Bahusus mart ve mayıs ayları müstebit aylardır. Martı kadro hâricine çıkarmalı. Mayısı da tekaût etmeli, ta muvazene‑i malî husule gelsin. Çıkılmıyacak yola sapılmış bir işarettir:"
"Elhasıl: Ya ben İstanbul'da kalacağım yahut da bu iki ay gitmeyecek ise, ben veda' edeceğim.”(1)
Evet, bu ibarenin ifade ettiği teşbihli beyanında; 31 Mart hadisesinin başlamasından on bir gün sonra, İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’nun isyanı bastırmasını müteakib, Mayıs ayında yapılan zulümlu idamlara, tenkillere bir işarettir.
Bu, şunu ifade eder ki; bu iki ayda yapılan kargaşalıklar, isyanlar ve sonra da icra edilen zulümler, tenkiller ve tecziyeleri gayr‑i vakî' sayarak, umumî bir müsalâha cihetine gidilmeli. Millete karşı umumî bir af çıkarmalı, özür dilemeli. Ta, ki kalblerdeki kin ve adavetler izale olsun. Yoksa intikam hırsıyla zulümlere, tenkillere devam edilecek ise, ben artık İstanbul'a veda edeceğim demektedir.
Nitekim Bediüzzaman Hazretleri arzuladığı umumî müsalâha ve affı görmediği için, az müddet sonra İstanbul'dan veda ederek Şark'a dönmüştür.(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Asar-ı Bediyye, Divan-ı Harb-i Örfi, İttihad Yay., İstanbul 2002, s. 506.
(2) bk. age., s. 507.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Martı kadro hâricine çıkarmalı. Mayısı da tekaût etmeli, ta muvazene‑i malî husule gelsin. Muvazane-i mali ile kastedilen nedir?
Değerli kardeşimiz, Üstad Bediüzzaman hazretleri burada çok ciddi bir meseleyi edebi bir üslupla anlatmaya ve ikaz etmeye çalışmıştır. Cevapta da verildiği gibi, Martı kadro haricine çıkarmalı, ifadesinde otuzbir mart olayına sebebiyet verenleri tamamıyla ordudan atmalı; Mayısı da tekaût etmeli, bunlar da Divan-ı Harbi-i Örfideki Hâkim ve iddia makamı olanlardır. Bunlar da bu tezgah olayda çok masumun canına kıydılar. İşte Üstadımız bu konuyu bir şirket mantığında izah ediyor. Şu anda bu kadroyla yolumuz çıkmaz sokaktır ve kapalıdır. Öyleyse bütçeyi rahatlatmak lazımdır. O zaman gereksizleri ve samimi olmayanları şirketten atmak gerekir. Ayrıca emekliliği gelmiş olanları da emekli yapalım. Şirketin mali dengesi böylece sağlamlaşsın. Yani Bu kadroları devlet ayıklamalı, yoksa sıkıntı devam edecek, çıkmaz yolda debelenecektir.