"Meselâ, burada, gözünüz önünde bir darağacı dikilmiş. Onun yanında bir piyango -...- dairesi var. Biz, buradaki on kişi, alâküllihal, ister istemez, hiç başka çare yok, oraya davet edileceğiz, bizi çağıracaklar." Bu temsili izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Meselâ, burada, gözünüz önünde bir darağacı dikilmiş. Onun yanında bir piyango -fakat pek büyük bir ikramiye biletleri veren- dairesi var. Biz, buradaki on kişi, alâküllihal, ister istemez, hiç başka çare yok, oraya davet edileceğiz, bizi çağıracaklar. Ve çağırma zamanı gizli olmasından, her dakika ya 'Gel, idam biletini al, darağacına çık.' veyahut 'Gel, milyonlar altın kazandıran bir ikramiye bileti sana çıkmış. Gel, al.' demelerini beklerken, birden kapıya iki adam geldi. Biri yarı çıplak, güzel ve aldatıcı bir kadın, elinde zahiren gayet tatlı, fakat zehirli bir helva getirip yedirmek istiyor. Diğer biri de aldatmaz ve aldanmaz, ciddî bir adam, o kadının arkasından girdi. Dedi ki:
'Size bir tılsım, bir ders getirdim. Bunu okusanız, o helvayı yemezseniz, o darağacından kurtulursunuz. Bu tılsımla o emsalsiz ikramiye biletini alırsınız. İşte, bu darağacında, zaten gözünüzle görüyorsunuz ki, bal yiyenler oraya giriyorlar ve oraya girinceye kadar o helvanın zehirinden dehşetli karın sancısı çekiyorlar. Ve o büyük ikramiye biletini alanlar çendan görünmüyorlar ve zahiren onlar da o darağacına çıktıkları görünüyor. Fakat onlar asılmadıklarını, belki oradan kolayca ikramiye dairesine girmek için basamak yaptıklarını, milyonlar şahitler var, haber veriyorlar. İşte, pencerelerden bakınız. En büyük memurlar ve bu işle alâkadar büyük zatlar yüksek sesle ilân ediyorlar ve haber veriyorlar ki, o darağacına gidenleri aynelyakin gözünüzle gördüğünüz gibi, bu ikramiye biletini tılsımcılar aldıklarını hiç şek ve şüphesiz, gündüz gibi kat'î biliniz.' dedi."(1)
Piyango bileti, burada iman ve amel karşılığında ihsan edilen ebedî cennet hayatını temsil ediyor. Darağacı kabir, insanların onda asılması ise ölümdür.
Hakikat bu olduğuna göre, piyango kelimesini, cennetin amel ile kazanılamayacağı, ilahî bir ihsan olduğu şeklinde anlamamız gerekir. Yani, piyango bileti alan bir kimseye büyük meblağda bir ikramiye çıktığında, “Ben bu parayı bilet almakla kazandım.” diyemez. Bilet alma gibi cüz’î bir fiil, o kadar servetin kazanılmasına kâfi gelmeyeceğinden, bu servet bir piyango ikramiyesi olarak düşünülecektir. Bizim bütün ibadetlerimiz de cennetteki ebedî saadeti elde etme noktasında bir bilet alma gibidir.
Buna göre, burada geçen “piyango” kelimesini, bir şans oyunu olarak anlamamız hakikatle bağdaşmaz. Bir kısım insanlar cennete şans eseri olarak girmeyecekleri gibi, bir kısmı da yine o ebedî saadeti şans eseri kaybedecek değillerdir.
İman ve salih amel cenneti, küfür ve isyan da cehennemi netice verir. Ancak, arz ettiğimiz gibi, yapılan ibadetlere karşılık cennetin ihsan edilmesi piyango ile servet kazanmaya benzer. O ibadetler cennet için kâfi değildir. Üstad'ın da ifade ettiği gibi “Cennete girmek mahz-ı fazıldır.” yani sadece İlahî bir ihsan ve lütuftur.
Mü’min için kabir, darağacı değil, ebedî saadetin başlangıcı, nuraniyetli âlemlerin kapısı, cennetin intizar salonu ve ilk adımıdır.
Büyük ikramiye ise, insanın mahşer meydanında aldığı berat senedidir, yani amel defterinin sağdan verilmesine kinayedir, bundan daha büyük bir ikramiye düşünülemez.
Sualde geçen, “saadet-i sermediyenin bileti ve vesîkası olan imân” ifadesiyle açıkça ortaya konduğu gibi cennete girmenin bileti, vesikası, vesilesi “iman”dır. Daha sonra, bu bilet için "mukadderat-ı beşer piyangosu" denilmiştir. Bunun saadet-i ebediye hazinesinin bileti olduğunu, bunu da bütün peygamberlerin, evliya ve asfiyanın haber verdikleri belirtilmiştir. Bu ilahî elçilerin ve hak dostlarının hepsinin ittifak ettikleri nokta, cennete ancak iman edenlerin girebilecekleri, cennetteki mertebelerin ise salih amele göre tahakkuk edeceğidir.
(1) bk. Sözler, On Üçüncü Söz, İkinci Makam.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü