"Onlar diyorlar ki: 'Ateş-i sûzandır.' Eğer, nur olursa kalb ve gözlerini kör eder. Eğer nar dedikleri nur-u saadet dünyanın hangi tarafına çıkmış ise, milyonlarla insanın tulum gibi kan suyu üzerine boşaltılmış ise söndürülmemiş." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Size bir misal daha söyleyeceğim:"
"Şu sahrâda bir nar görünür. Ben derim nurdur; nar olsa da, eski nardan kalma zayıf, yukarı tabakasıdır. Geliniz, etrafına halka tutup temâşâ edelim. İstifaza edip, tâ tabaka-i nâriye yırtılsın, istifade eyleyelim. Eğer dediğim gibi nur ise, zaten istifade edeceğiz. Eğer onların dedikleri gibi nar olsa, karıştırmadık ki bizi yaksın. Onlar diyorlar ki: 'Ateş sûzandır.' Eğer, nur olursa kalb ve gözlerini kör eder. Eğer nar dedikleri nur-u saadet dünyanın hangi tarafına çıkmışsa, milyonlarla insanın tulum gibi kan suyu üzerine boşaltılmış ise söndürülmemiş. Hattâ bu iki senedir mülkümüzde iki-üç defa söndürülmesine teşebbüs edildi. Fakat söndürmek isteyenler kendileri söndüler."(1)
Meşrutiyeti, yani şimdiki tabiri ile cumhuriyeti nar göstermeye ve halkı ondan nefret ettirmeye çalışanlara bir hitaptır. Üstad Hazretleri burada doğudaki aşiretleri meşrutiyete alıştırmak ve ısındırmak ve İslam ile çelişmediğini göstermek için bir takım vaaz ve misaller serdediyor.
Sahra, İslam alemidir. Eskilerin nar, Üstad Hazretlerinin nur dediği şey ise meşrutiyettir. "Faraza nar olsa" ifadesi ise meşrutiyetin bazı oturmamış yönleri ve kusurlu cihetleridir ki, bunları tamir edip İslam ile uyuşturmak pekala mümkündür ve eski saltanat rejiminden daha iyi bir yönetim şeklidir. Meşrutiyet, dünyanın saadetidir ve gelişim içindedir, bunu sekteye uğratmak için çok engeller çıkmıştır. Ama hiçbirisi tam manası ile başarı sağlayamamıştır. Fransız İhtilali buna güzel bir misaldir. Bahsin devamındaki şu söz meseleyi tam özetliyor: "İşte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl..."
(1) bk. Münazarat, Sualler ve Cevaplar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü