"Radyo namını takmakla, bu elektrik ve havanın temevvücatı namını vermekle, o yüz bin nimetlere küfran perdesini çekmek, aynen o misal gibi,.." Bu konuyu açar mısınız, sebeplere vermek yanlış mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
Allah kainatta her icraat ve işini sebepler vasıtası ile görüyor. Bu sebeple kainatta her neticenin, bir sebep vasıtası ile olması Adetullahtandır, yani Allah’ın değişmez bir prensibidir. Lakin sebepler adi ve basit iken, zahiren sebeplerden hasıl olan netice ve sonuçlar, gayet derecede mükemmel ve sanatlı oluyor. Böyle olmasının hikmeti ise; yani sebeplerin basit, sebepten hasıl olan neticenin mükemmel olması ise, insanın sebeplere takılıp neticeleri sebepten bilerek şirke ve şükürsüzlüğe gitmemesidir. Buna rağmen insanların ekserisi, sebeplerin arkasında Allah’ın kudret elini ve isimlerini göremiyor, ya şirke düşüyor ya da gafletle sebeplere perestiş ediyor.
İktiran; sebep ile sonucun beraber gelmesine denir. Elma ile elma ağacının, yumurta ile tavuğun, süt ile ineğin, bal ile arının beraber gelmeleri gibi. Halbuki Allah, yumurtayı tavuksuz, sütü ineksiz, elmayı ağaçsız da verebilir.
Neticeyi sebepten bilenleri yanıltan nokta; sebep ile neticenin sürekli beraber olmalarıdır. Yumurtanın sebebi tavuktur ve bu Allah’ın bir adeti ve kanunu olmasından dolayı, sürekli olarak böyle cereyan ediyor. İşte bu ikisinin beraber gelmesi ve sürekli olması, yumurtanın tavuk tarafından icat edildiği zannını doğuruyor. Bu zanna iktiran deniliyor. Determinist; (Alemde her şeyi sebeplere veren bir felsefe) ve maddeci felsefiyi yanıltan nokta, bu sebep ve neticenin sürekli beraber gelmesidir.
İllet ise; bir şeyin hakiki yaratıcı ve mucidine denir. Kainatta her şeyin illeti ve yaratıcısı, yani hakiki sebebi, Allah’ın irade ve kudretidir. Neticelere araç olan sebepler ise, arada sadece bir perde bir vasıtadır. Bunun en büyük ispatı; sebeplerin adi ve basit, ondan hasıl olan neticenin mükemmel ve sanatlı olmasıdır. Elma mükemmeldir, ağaç ise adi ve basit bir araçtır. Ağacın elmayı icat ettiğini savunmak ahmaklıktan başka bir şey değildir. Zira elmanın teşekkülünde bütün kainat çarkları işliyor, bütün kainatı kudret elinde tutamayan elmayı da icat edemez. Ağacın, bütün kainatın Rabbi ve İlahı olduğunu akıl kabul ederse, o zaman elma ağcındır demek doğru olur, bunu en ahmak bile kabul etmeyeceğine göre elmanın tek yaratıcısı Allah’tır.
Radyodaki büyük nimetin de elbette bir sebebi vardır ki; bu hava dalgası şeklinde tarif ediliyor. Şimdi radyo gibi mükemmel bir neticeyi ve nimeti hava dalgası yapıyor deyip, burada Allah’ın Rububiyet ve tasarrufunu görmezlikten gelmek elbette bir şirk ve şükürsüzlüktür. Yoksa Üstad Hazretleri radyonun basit bir sebebi olan hava dalgasını inkar etmiyor, inkar edilip kabul edilmeyen husus; hava dalgasının radyonun yaratıcısı olduğudur. Bu farkı iyi analiz etmek gerekiyor. Bilimsel bir veriyi inkar etmek, başka bu veri üstünde yapılan felsefeyi inkar etmek başkadır. Üstad'ın burada yaptığı bilimsel bir veriyi inkar etmek değil, bu veri üstünde yapılan inkarcı felsefeyi inkar etmektir.
İlgili konuyu okumak için tıklayınız:
Sözler, On Üçüncü Söz, Hüve Nüktesi.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü