Risale-i Nur okurken; Üstad'ın ruhaniyeti yanımızda olur mu? Ondan ders alıyor gibi mi yapmalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur, Kur'an’ın hakikatli ve ilmi bir tefsiri olmasından dolayı, öncelikli olarak şu risaleler ayetin kuvvetli ve hakikatli bir manasıdır, demek gerekir. Bunun dışında hayal kuvveti ile Üstat'tan ders alıyor gibi, dersi düşünmek gayet güzel ve tesirli bir yoldur.
Üstad'ın makamı ve manevî derecesini en güzel Risale-i Nur'un derecesi ve makamı gösterir. Risale-i Nur'un manevî azametini anlamadan Üstad'ın yeri anlaşılmaz. Bu yüzden, Üstad'ın manevî makamını görmek için Risale-i Nur'daki harika feyizleri görmek gerekir. Bunun dışında hariçten bakan birisi Üstad'ı ancak büyük bir veli ve âlim diye vasıflandırır. Ama Risale-i Nur'a bakan birisi onun ne denli azametli bir veli, müceddid bir âlim olduğunu anlar.
"Saniyen: Gavs-ı Âzam gibi, memattan sonra hayat-ı Hızırîye yakın bir nevi hayata mazhar olan evliyalar vardır. Gavs'ın hususî İsm-i Âzamı, 'Yâ Hayy' olduğu sırrıyla, sair ehl-i kuburdan fazla hayata mazhar olduğu gibi, gayet meşhur, Mâruf-u Kerhî denilen bir kutb-u âzam ve Şeyh Hayâtü'l-Harrânî denilen bir kutb-u azîm, Hazret-i Gavs'tan sonra mematları hayatları gibidir. Beyne'l-evliya meşhur olmuştur." (Barla Lâhikası, 261. Mektup)
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, büyük evliyalardan bazıları vefatlarından sonra da hayatta gibi manevî tasarrufları devam ediyor. Bırakın haberdar olmayı, aynı hayatta gibi manevî reisliğini ve terbiyesini talebe ve müritlerin üzerinden çekmiyorlar. Bu hususta Gavs-ı Azam Geylani hazretleri, Hay ismine mazhariyetten dolayı, çok fazla temayüz etmiştir.
Mevlana Bağdadi Hazretleri, Geylani Hazretlerinin manevî riyasetinde olan Bağdat'a geldiğinde, manen inkişaf edemiyor, talebeler arasında bir türlü revaç bulamıyor, sonra onun ruhaniyetine vesile sokarak izin istiyor, izin verilince birden parlayıp inkişaf ediyor. Demekki Geylani hazretleri bin yıllık geriden, ruhi riyasetini devam ettiriyor.
Helaket ve felaket asrının İmamı olan Said Nursi Hazretlerinin de Geylani Hazretleri gibi tasarrufunun devam ettiği kanaatindeyiz. Değil haberdar olmak, belki riyaseti bizzat devam ediyor. Bu sebeple biz dershanede ders okurken ve iman hizmetimizde, Üstadı bizzat arkamızda bir müşevvik ve bir mürebbi olarak görebiliriz.
"Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz cenupta, birimiz şimalde, birimiz âhirette, birimiz dünyada olsak, biz yine birbirimizle beraberiz. Kâinatın kuvveti toplansa bizi yüksek üstad Said Nursî'den ve Risale-i Nur'dan ve bizi bizden ayıramazlar. Zira biz Kur'ân'a hizmet ediyoruz ve edeceğiz. Âhiret hakikatine inandığımız için, mânevî olan bu sevgi ve tesanüdümüzü elbette hiçbir kuvvet sökemeyecektir. Çünkü bütün Müslümanlar saadet-i ebediye makarrında toplanacaklardır." (Şualar, On Dördüncü Şua)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar