Risale-i Nurlar; İman-ı Bilgayb Mesleğinin Kurucusu mudur?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Peygamber Efendimiz (asv) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki, Allah her yüzyılın başında bu ümmete dinî işlerini yenileyecek bir müceddid gönderecektir"(1)

Müceddid; İslâm'ı cahiliyyenin bütün unsurlarından temizleyen, sonra da mümkün olduğu kadar onu safi olarak, olduğu gibi hayata iade eden demektir. Müceddid, cahiliyye ile anlaşmak ve uzlaşmaktan uzak durur ve her ne kadar önemsiz olursa olsun cahiliyyenin hiç bir izinin İslâm'ın herhangi bir kısmına yerleşmesine izin vermez.

Her asırda gelen müceddid, yaptığı tecdidin karşısında bir direnç görmüştür. Zaten müceddidi anlamlı kılan da bu kökleşmiş ufunet ve hurafeleri temizlemektir. Yerleşik yanlışları, kökleşmiş batıl adetleri söküp atmak gayret ve mücadele ister, hatta bazen çile gerektirir. Bütün müceddidlerin başına gelen iftira ve dirençler birbirlerine benzerler. Fark sadece çağın tabir ve gereksinimleridir.

Müceddidlerin en önemli bir yönü de; çağının gereklerini ve hastalıklarını teşhis edip, buna uygun Kur'anî reçeteleri sunmalarıdır. Said Nursi Hazretlerinin de, Risale-i Nurlarla yaptığı budur. Çağımızın küfür ve inkar vebasına karşı iman ve marifet reçetesini insanlığa gösteriyor.

İnsanların toplumsal gelişimi, tekamül kanunu gereğince basitten mükemmele doğru olmasından dolayı, önceki dönemlerin toplumsal hastalıkları ve onlara sunulan reçeteleri ile tekemmül etmiş çağımızın hastalıkları ve reçetesi elbette farklı olacaktır. İşte Risale-i Nur bu tekemmül etmiş asrın reçetesi ve ilacıdır. Elbette bu ilaca ve reçeteye karşı çıkan ve onun revaç bulmasından rahatsız olan insanlarda da olacaktır. Yeniliklerin kabul görüp toluma yerleşmesi daima sancılı ve meşakkatli olmuştur.

Müceddid
ile müteceddidi birbirine karıştırmamak gerekir; zira aralarında büyük fark vardır

Müteceddid;
reform taraftarı olan, İslâm ile câhiliyye (bugünkü anlamıyla pozitivizm, materyalizm)'nin uzlaştırılmasından yeni bir sentez ortaya çıkaran ve ümmeti cahiliyye rengine boyayan kimsedir. Bunların gayesi dini tecdid etmek değil, onu çağın batıl yeniliklerine uydurmadır. Diğer tabir ile reformisttir.

Reformda en bariz vasıf; yenilikleri yerleştirmek için; eskiyi tamamen inkar edip yok saymaktır. Halbuki müceddid esas ve kök noktasında; Kur'an ve sünnete tam olarak bağlıdır. Müceddidin yaptığı esas ve kökü; topluma yeniden hakim kılacak yeni tarz ve metotların ortaya konulmasıdır.

(1) bk. Ebu Davud, Melahim, 1

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.441
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...