Müceddidlik nedir? Bazı tenkidlere göre İslamiyet'te müceddidlik yoktur, bunu nasıl ispatlayabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
Müceddid, yenileyen, yeni bir şekil veren, yeniden güçlendiren, manalarına gelir. Peygamberimiz (asm)'in sünneti terk edilip bid'atlar yayılınca, insanlara yeniden dinlerini öğreten ve bu bid'atleri bertaraf etmeye çalışan İslâm alimi.
Cenab-ı Allah, insanlara doğru yolu göstermek için onlara zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberlerin sonuncusu Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm)'dir. Ondan sonra artık peygamber gönderilmeyecektir.
Üstadımız bu hususu şöyle beyan ediyor;
“Cenâb-ı Hak, kemâl-i rahmetinden, şeriat-ı İslâmiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak, herbir fesad-ı ümmet zamanında bir muslih veya bir müceddid veya bir halife-i zîşan veya bir kutb-u âzam veya bir mürşid-i ekmel veyahut bir nevi mehdî hükmünde mübarek zatları göndermiş, fesadı izale edip milleti ıslah etmiş, din-i Ahmedîyi (a.s.m.) muhafaza etmiş.” (Mektubat, s. 476)
Diğer ümmetlerde olduğu gibi Habib-i Kibriya Efendimiz (asm)'in ümmeti arasında da zamanla bid'at ve hurafeler baş gösterebilir. Bunun neticesinde Müslümanlar dinden ve Peygamberimiz (asm)'in sünnetinden uzaklaşmakla karşı karşıya gelebilirler. Ayrıca her gün değişen hayat şartları ve ilerleyen teknikle birlikte birtakım yeni meseleler ortaya çıkar ve bunlara dinî açıdan bir hüküm verme ihtiyacı doğar.
Cemiyet içinde çıkan bid'atlere karşı koyacak, saldırılar karşısında dini müdafaa edecek, yeni meselelere bir çare bulabilecek ve Müslümanlara yeniden dinlerini öğretip onları yönlendirecek şahsiyetlere de çok ihtiyaç hissedilir ki, peygamberlik müessesesi sona erdiğinden ve bundan sonra artık peygamber gelmeyeceğinden, bu mühim vazife müçtehidlere ve büyük âlimlere düşmektedir. Bu âlimlere dinî ıstılahta "müceddid" denilmektedir.
Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
"Şüphesiz ki, Allah her yüzyılın başında bu ümmete dinî işlerini yenileyecek bir müceddid gönderecektir."(1).
Hadisin bazı rivayetlerinde, gönderilecek müceddidin, Rasulûllah (asm)'ın neslinden olacağı bildirilmiştir. Ayrıca gelecek müceddidin bir değil birkaç olacağını söyleyenler de vardır.
Dinde reform yapmak isteyenler. müceddidle alakalı bu hadisin şumulüne girmez. Nitekim gelmiş geçmiş bunca ulema içinden bir tanesi bile bu hadisi dinde reform manasına almamıştır.
Müceddid; İslâm'ı cahiliyyenin bütün unsurlarından temizleyen sonra da mümkün olduğu kadar onu safi olarak, olduğu gibi hayata iade eden demektir. Müceddid, cahiliyye ile anlaşmak ve uzlaşmaktan uzak olur ve her ne kadar ehemmiyetsiz olursa olsun cahiliyyenin hiç bir izinin İslâm'ın herhangi bir kısmına yerleşmesine sabredemez.
Peygamber, Allah tarafından açıkça emir almıştır. Kendisine vahiy gelir, peygamberlik davasıyla işe başlar ve insanları kendisine davet eder; îman veya küfür onun davasını kabul etmeye veya etmemeye bağlıdır. Müceddid böyle değildir.
Müceddidde bulunması zarurî olan vasıflar şunlardır:
Berrak bir zihin, keskin bir görüş, dosdoğru bir düşünüş, ifratla tefrit arasındaki orta yolu bulma ve buna riayet etmeye ait nadir kudret, asırlar boyu yerleşip kökleşmiş kanaatlerin ve yeni durumların tesiri altında kalmaktan sıyrılmış tefekkür gücü, doğru yoldan sapıtmış olan zamanının gidişi ile mücadele cesareti, yeniden kurmak ve ictihad etmek için lazım olan ve Allah tarafından lutfedilen bulunan liderlik ve rehberlik kabiliyeti... Ayrıca müceddidin İslâm esaslarını gönlünün derinliklerinden kabul etmiş inanmış olması, en küçük işlerde bile İslâm ile câhiliyyetin farkını bilmesi, asırların topladığı çıkmazlar yığını altından hakkı, hakikati gün yüzüne çıkarması iktiza eder.
(1) bk. Ebu Davud, Melahim, 1.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü