"Şahs-ı Âdem’e talim-i esmâ ünvanıyla, nev-i benî Âdeme ilham olunan bütün ulûm ve fünunun talimini ifade eder." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Talim-i esma, “isimlerin öğretilmesi”, “Cenab-ı Hakk’ın, Hz. Âdem’e isimleri öğretmesi” demektir. Cenab-ı Hak, yerde bir halife yaratacağını meleklere bildirdiğinde, onlar bunu hayretle karşılarlar ve bu ilahi iradenin hikmetini, kendilerine mahsus bir lisanla sorarlar. Bunun üzerine, Allah Âdem peygambere bütün isimleri öğretir ve melekleri onunla bir imtihana tabi tutar.
Bu hadise İlahi Ferman'da şöyle haber verilir:
“Ve Âdem’e bütün esmayı talim eyledi. Sonra (varlık âlemlerini) melaikeye gösterip, ‘Haydi davanızda sadık iseniz, bana şunları, isimleriyle haber verin.’ dedi.” (Bakara, 2/31)
Ayet-i kerimede geçen “biesmai” ifadesini çoğu âlimlerimiz “isimlerini” şeklinde izah etmişlerdir, ancak Hak Dini Kur’an Dili tefsirinde bu ibare “isimleriyle” şeklinde tercüme edilmiştir. Her iki tercüme de doğru olmakla birlikte, bu ikincisinde daha geniş bir mana söz konusudur. “İsimleriyle” denilince, o varlıkların sadece isimlerinin değil, daha başka şeylerinin de sorulduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim Nur Külliyatı'nda bu ifade, “kâinatın ihtiva ettiği bütün nevilerin isimlerini, sıfatlarını, hassalarını beyan” (İşarâtü'l-İ’caz, Bakara Suresi 31-33. Ayetler) şeklinde tefsir edilmiş ve bir başka risalede de şöyle buyurulmuştur:
“Şahs-ı Âdem’e talim-i esmâ ünvanıyla nev-i benî-Âdeme ilham olunan bütün ulûm ve fünunun talimini ifade eder.” (Sözler, Yirmi Beşinci Söz, Birinci Şule)
Yine Nur Külliyatı'nda, Hz. Âdem’e öğretilen isimlerin icmalî olduğu, yani çekirdek manasında öz bilgilerden meydana geldiği, bu isimlerin Ahir Zaman Peygamberi (asm)'nde ise tafsilatlı ve mükemmel şekilde tahakkuk ettiği şöylece ifade edilir:
“Hazret-i Âdem’e (aleyhisselâm) icmalen talim olunan bütün esmanın bütün meratibiyle tafsilen mazharı (aleyhissalâtü Vesselâm)...” (bk. age., Yirminci Söz, İkinci Makam)
Eşyanın isimlerini yahut fizikî özelliklerini bilmekten daha önemli olan bir ilim vardır: O da o eşyada tecelli eden ilahi isimleri bilmek, eserde sanatı okumak, nimette ihsan ve ikramı görmek ve onlardan ilahi isimlere intikal etmektir.
Ahir zaman Peygamberi Hz. Muhammed (asm) bütün isimlere en kâmil manada mazhar olmuş,
“Yaratan Rabbinin ismiyle oku!” (Alâk, 96/1)
emriyle bütün eşyayı, Allah’ın isimlerinin tecelligâhı olarak en kâmil manada okumuş ve iman, marifet, muhabbet, takva ve salih amelde en yüksek mertebelere çıktığı gibi, tefekkür, hayret, tesbih ve hamd gibi ulvi vazifeleri de en ileri derecede icraya muvaffak olmuştur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
“Şahs-ı Âdem’e talim-i esmâ ünvanıyla nev-i benî-Âdeme ilham olunan bütün ulûm ve fünunun talimini ifade eder.” (Sözler)
Malumat, ya hususi bir zata vahiy ile, ya insana ilham ile, ya erbabına sünuhat ile intikal eder. Bunların dışında malumumuz, bilgiye ulaşmamız, kainatın her tarafında sergilenen asardaki nükuş-u esma-yı İlahiyeyi, bize ihsan edilmiş olan zahiri ve batıni letaifle tanımak, mütalaa etmek ile edindiğimiz, idrak edebildiğimiz bilgi, yani “yakin” dir. Bu bilgi; akıl, kalb ve ruhun nuraniyeti ve camiiyyeti itibariyle ilme'l yakin, ayne'l yakin, hakka'l yakin pencerelerinden alınır, kesbedilir. insanın ilme'l yakin tahtında, akıl feneri ile bugün ortaya çıkardığı biyoloji, astronomi, fizik vs. bilim dallarının metodları ile idrak etmeye çalıştığı eşyanın hakikatini, kalbi ve ruhi mertebe ile bir kısım ehl-i keşfin görerek veya hissederek idrak ettikleri eşyanın hakikatini, Hz. Adem, Zat-ı zü'l Celal'in ihsan ve lütfu ile talim etmiş, eşyanın mülk ve melekut cihetlerini, hakikatini, onlarda tezahür eden, tüm esma-yı İlahiye ve sıfat-ı İlahiye ve şuunat-ı İlahiye manalarını görmüş, idrak etmiş mütalaa etmiş. İlmiyyet ve velayette öyle bir mertebeye çıkmış ve hilkat şeçeresinin en mübarek bir meyvesi olan ilmiyyet ve velayette en yüksek bir mertebede olan Hz. Muhammed (AS) 'ın nurunun şecere-i insanda olacağı bir anda manen görünmüş, bu iltifata, halife hitabına nail olmuş, tüm ruhaniyatı ve melaikeyi kendine hayran bırakmış ki bu hadise ta alem-i ervahtan bize haber veriliyor. Biz de hayalimizle oraya gidiyor, işte o muhim hadisenin vukunu görür gibi diğer tüm insanlarla birlikte şehadet ediyor, arzın halifesi makamı nasıl insanın önüne serilmiş idrak ediyor, nasıl bir şeref insana bahşedilmiş anlamaya çalışıyoruz.
Ulum,fünün ve havarikı suniye arasındaki farkı izah edermisiniz
Ulum dini ilimler fünun riyazi yani fenni ilimler havarık-ı suniye (sanat harikaları) ise teknolojik gelişmeler şeklinde tercüme edilebilir.