"Şart-ı Âdi" ne demektir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Şart-ı âdi", insan iradesiyle alakaı İslamî bir mefhumdur. Kelime olarak "basit, kıymetsiz ve hükmü olmayan şart" diye açıklanabilir. Lakin bu mefhum; insan iradesinin mesuliyetini, aynı zamanda kibir ve gurura gidecek kadar da ehemmiyete haiz olmadığını ifade eder. İnsanın iradesi her ne kadar bir şeyi icat etmekten mahrum olmuş olsa da günah ve zulümlere sebebiyet verme açısından bir o kadar da mesuldür.

Üstad Hazretleri bu hakikati şöyle ifade etmektedir:

"YEDİNCİSİ: İrade-i cüz'iye-i insaniye ve cüz-ü ihtiyariyesi, çendan zayıftır, bir emr-i itibarîdir. Fakat Cenâb-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zayıf, cüz'î iradeyi, irade-i külliyesinin taallûkuna bir şart-ı âdi yapmıştır. Yani, mânen der: 'Ey abdim, ihtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyleyse mes'uliyet sana aittir.' "

"Teşbihte hata olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan, onu muhayyer bırakıp 'Nereyi istersen seni oraya götüreceğim.' desen; o çocuk yüksek bir dağı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut düştü. Elbette 'Sen istedin!..' diyerek itab edip, üstünde bir tokat vuracaksın. İşte, Cenâb-ı Hak, Ahkemü'l-Hâkimîn, nihayet zaafta olan abdin iradesini bir şart-ı âdi yapıp, irade-i külliyesi ona nazar eder."

"Elhasıl: Ey insan! Senin elinde gayet zayıf, fakat seyyiatta ve tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet kısa, cüz-ü ihtiyarî namında bir iraden var. O iradenin bir eline duayı ver ki, silsile-i hasenâtın bir meyvesi olan Cennete eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın. Diğer eline istiğfarı ver ki, onun eli seyyiattan kısalsın ve o şecere-i mel'unenin bir meyvesi olan zakkum-u Cehenneme yetişmesin."

"Demek, dua ve tevekkül meyelân-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi, istiğfar ve tövbe dahi meyelân-ı şerri keser, tecavüzâtını kırar."(1)

Allah -tabiri caiz ise- kudretini insanın iradesine bağlıyor. "Sizden istemek, benden yaratmak" şeklinde fıtri bir sözleşme var. İktidarı zayıf, ilmi mahdut ve iradesi cüzî olan insan neye meylediyor, neyi yapmayı tercih ediyorsa Allah da onu yaratıyor. Şayet Allah kudretini insan iradesine bağlamasa idi, insanın seçme ve isteme hürriyeti olamayacaktı. Yaratan Allah, tercih eden ise insandır. Yaratan değil, tercih eden insan mesul olur. Bir fiilin aslını Allah yaratıyor, vasfını ise insan iradesi ile seçiyor. Mutezilenin zannettiği gibi, Allah’ın yaratması insan iradesini yok etmiyor, tam aksine kuvvet ve yardım da bulunuyor.

Meselâ; konuşma bir fiildir; insan isterse doğru konuşur, isterse yalan söyler, gıybet eder, birine iftira atar ve çirkin sözler söyler. O fiilleri yaratan Allah’tır ama istimal eden kuldur ve mesuliyet onundur. Zira irade kulun elindedir, Allah’ın şerre rızası yoktur.

Aynı şekilde ayağımızı yürüyecek biçimde terbiye eden ve yürümeyi yaratan Allah’tır. Kul isterse camiye doğru yürür, isterse şer bir yere. Birincisinde sevap alır, ikincisinde ise günaha girer. Diğer bütün fiillerimizi bu şekilde düşünebiliriz. İsteyen kul, yaratan Allah’tır.

Burada tercih insana ait bir durum olmasından dolayı, mesuliyet de ona aittir. İşte insan ile Allah arasında böyle bir şart-ı adi bulunuyor.

(1) bk. Sözler, Yirmi Altıncı Söz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

drerkan
"yani küfür ve imanı seçme anında" Kainatta varlık aleminde hiç bir " an " Allahın İLİM ve kudretinden iradesinden haric olabilirmi.bu meyelen ve tercih,isteme konusu derin ve zor bir konu galiba?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Seçme anı İlimden hariç değildir çünkü ilim maluma tabidir kaidesi geçerli. Ama seçme anı dediğimiz şey mevcut ile madum arası bir şey olduğu için yani nispi bir keyfiyet olduğundan kudretin taallukuna girmiyor dememiz gerekir. Kudretin haricinde demek şık olmuyor.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Mehmedddd

Ayette Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz diyor. Dilediğini hidayete erdirir. Dilediğini saptırır diyor. Haşa bu zulüm mü oluyor. Hayır tabii ki de her şey Allah’ın mülküdür dilediği gibi tasarruf eder. Dilediğine azap eder dilediğine merhamet. İnsandaki cüzi irade külli iradenin gayrı değildir. İrade mutlaktır.  Her şey kader ile takdir edilmiştir ve onun hükmü gerçekleşir mutlaka. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...