"Şecere-i Kâinat" ne demektir?

Soru Detayı

- Kâinatı neden bir ağaca benzetiyoruz? Bu konuda herhangi bir ayet veya hadis var mı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Risale-i Nur'da geçen bu gibi temsil ve teşbihler dağınık, derin, uzak ve mücerret hakikatleri toplayan, akla yaklaştıran, muşahhas bir hale getiren birer aletler hükmündedir. Üstad Hazretleri Risale-i Nur'da temsil ve teşbihi çokça kullanıyor.

Teşbih ve temsil getirmek Kur’anî ve Peygamberî bir metottur. Bu sebeple, derin meseleleri ve ince manaları izah etmek ve anlaşılmasını kolaylaştırmak için teşbih ve temsil çok tesirli bir yoldur.

Bir ayette mealen şöyle buyurulur:

"Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı: Güzel söz, kökü yerin derinliklerinde sabit, dalları ise göğe doğru yükselmiş bir ağaç gibidir ki Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Düşünüp ders çıkarsınlar diye Allah insanlara böyle temsiller getirir." (İbrahim, 14/24 ve 25)

Burada iman, güzel bir ağaca benzetilmiştir. Bir ağacın damarları, gövdesi, dalları, meyveleri vardır. İman ağacının damarları ilim, marifet ve yakindir. Gövdesi ihlas, dalları güzel işler, meyveleri ise temiz huylar, ve ulvî hasletlerdir.

Bir ağacın canlılığını sürdürmesi için sulanıp bakılması gerektiği gibi, iman ağacı da ilim, iyi işler, tefekkür ile gözetilmezse, o da kuruma tehlikesine maruz kalır. Evet, elbise nasıl yıpranırsa, kalpteki iman da öylece yıpranıp v eskir. O halde, imanımızı daima taze ve zinde tutmamız icap eder. İbadetlere vakti vaktine devam, bu bakımı sağlar.

"Kötü söz ise, gövdesi toprağın üstünden kolayca çıkarılabilen, kökleşip yerleşmeyen değersiz bir ağaca benzer." (İbrahim, 14/26)

Kötü söz de köksüz bir ağaca benzetilmiştir. Ne sağlam kökü, ne yükselen dalları, ne güzel meyveleri, ne de gölgesi vardır. İşte kâfir böyledir.

Görüldüğü gibi temsil ve teşbih ayetlerde en çok kullanılan bir ifade metodudur. Risale-i Nurların Kur’an’ı taklit ederek teşbih ve temsiller getirmesi gayet yerinde ve çok tesirli bir ifade tarzıdır. Kâinatın bir ağaca insanın da onun meyvesine benzetilmesi ne kadar güzel bir teşbih ve temsildir.

“Kâinat bir şeceredir. Anasır onun dallarıdır. Nebatat yapraklarıdır. Hayvanat onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleridir. Bu semerelerden en ziyadar, nurlu, ahsen, ekrem, eşref, eltaf Seyyid-ül Enbiya Ve-l Mürselîn, İmam-ül Müttakin, Habib-i Rabb-ül Âlemîn Hazret-i Muhammed’dir.” (Mesnevi-i Nuriye)

Kâinatı bir ağaca benzetirsek, elementler o ağacın dalları, bitkiler yaprakları, hayvanlar çiçekleri, insanlar onun meyveleri olurlar.

Ağaç her şeyiyle meyveye hizmet ettiği gibi, bu kâinat da bütün elementleriyle, bitkileri ve hayvanlarıyla bize hizmet ediyor.

Meyve en son yaratıldığı gibi, bu kâinatta da en son insan yaratılmış.

İnsan meyvesi, hayat ile şuur ile ilim ve iman ile ziyalanmış, nurlanmış, güzelleşmiş, İlahi ikramlara, lütuflara mazhar olmakla şereflenmiştir. Ancak sayılan bütün bu güzellikler ve kemaller en ileri derecesiyle Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’da kendini göstermiştir.

İnsanlar bilmediği, hissetmediği ve ülfet peyda etmediği mücerret şeyleri kavramakta ve anlamakta zorlanırlar. Şayet bu bilinmeyen mücerret meseleler insanlara anlatılmak istenirse, bilinen, ülfet edilen ve hisse yabancı olmayan bir temsille akla yaklaştırılır.

Meselâ; hayatında hiç portakal görmemiş bir adama portakalı tarif etmenin en güzel yolu, hissine ve zevkine yabancı olmayan turunçgillerden bir temsil vermekle olur. Portakala yakın olan mandalina ile tarif edilebilir, yoksa mücerret olarak ne kadar mükemmel bir şekilde tarif de edilse portakalı kıyassız ve temsilsiz anlayamaz.

Netice olarak, kâinat gibi ihata edilmesi mümkün olmayan büyük bir âlemi, ağaç ile anlaşılır hale getirmek gayet latif ve gayet hoş bir temsildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.887
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...