205

İçerikler


  1. "Eğer çabuk kıyamet kopmazsa ve beşer bütün bütün yoldan çıkmazsa..." Bu cümle, İslam'ın dünyaya hakim olacağı, Mesih'in adil hükümdar olacağı hadis-i şeriflere ters değil mi?

  2. Emirdağ Lahikası'nda, mehdinin üç vazifesinden birincisinin imanı kurtarmak olduğunu, “…ama bu vazife hem dünya hem her şeyi bırakmakla çok zaman tedkikat ile meşguliyeti iktiza ettiğinden...” deniyor. Bu konuyu izah eder misiniz?

  3. "Hilâfet-i Muhammediye (a.s.m.) cihetindeki saltanatı, onunla iştigale vakit bırakmıyor." Mehdi sahabeler gibi hem maddi hem manevi lider olamaz mı?

  4. Mehdi için "hilâfet-i Muhammediye (a.s.m.) cihetindeki saltanatı" deniliyor. Bu, gayr-ı münteşir mektuptaki "mehdinin siyaseti dindar İsevilere bırakacağı" beyanları ile çelişmiyor mu?

  5. Mehdi'nin ikinci ve üçüncü görevlerini kimler yapacak? "O zat, o taifenin uzun tetkikatıyla yazdıkları eseri kendine hazır bir program yapacak, onunla o birinci vazifeyi tam yapmış olacak." cümlesi ile değerlendirir misiniz?

  6. "Mehdi’nin kitap yazmaya vakti olmayacak, bu meseleyi ondan önce bir taife bir cihette halledecektir, sayıları ne kadar da az olsa manen bir ordu kadar kuvvetlidirler..." şeklindeki ifade doğru mudur, konu hakkında bilgi verir misiniz?

  7. "İkinci Vazifesi: Hilafeti Muhammediye (asm) ünvanıyla Şeairi İslamiyeyi ihya etmektir." cümlesini ve "Şeairi İslamiye"yi özellikle izah eder misiniz?

  8. "Şahs-ı manevide bir nevi mümessili olan biçare tercümanını zannettiklerinden, bazan o ismi ona da veriyorlar. Gerçi bu, bir iltibas ve bir sehivdir." Şahs-ı manevi yanılgısını izah eder misiniz?

  9. "Gerçi bu, bir iltibas ve bir sehivdir, fakat onlar onda mesul değiller." Üstad gerçekten mehdi değil mi? Neden iltibas ve sehiv desin?

  10. "Nur’daki ihlası bozmamak için, uhrevî makamat dahi bana verilse, bırakmağa kendimi mecbur bilirim..." Birileri çıkıp Üstad'ın manevi makamını (mehdiliğini) ilan ediyor; bunu nasıl anlamalıyız?

  11. Üstad, ihlas sırrının bozulmaması için uhrevi makamlar verilse bile bırakmaya kendimi mecbur biliyorum, diyor. Diyelim ki birisine uhrevi makam verildi. Bu iradeyle terkedilebilecek bir mesele midir ki Üstad böyle bir ifade kullanıyor?

Yükleniyor...