48

İçerikler


  1. "Risaletü’n-Nur hakaik-i İslâmiyeye dair ihtiyaçlara kâfi geliyor, başka eserlere ihtiyaç bırakmıyor." Risale-i Nur'un sahası daha ziyade iman hakikatleri iken, buradaki "İslâm hakikatleri" ifadesini nasıl anlayabiliriz?

  2. "Hem madem ben sizlere kanaat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum; siz dahi Risaletü’n-Nur’a kanaat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir." cümlesini nasıl anlamalıyız?

  3. "Bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşrep ayrı ve bid’atlara müsait gittiği için..." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?

  4. "Risale-i Nur zındıkaya karşı hakaik-i imaniyeyi muhafazaya çalışması gibi, bid'ata karşı da huruf ve hatt-ı Kur'an'ı muhafaza etmek bir vazifesi iken..." Latinceye müsaade eden Üstad'ı, bu cümlelerle nasıl telif edeceğiz?

  5. "İlm-i din perdesinde tesirli bir surette darbe vuran bazı hocaların, darbede istimal ettikleri eserleri almışlar." Burada bahsedilen eser ve müellifleri kimdir?

  6. "Mesleğimiz, tecavüz değil tedafüdür. Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz. Bize tecavüz eden hadsizdirler. Mesleklerinde, elbette çok mühim ve bizim de malımız hakikatler var." İzah eder misiniz?

  7. "Hâdisât-ı zamaniye bahanesiyle Vehhâbîlik ve Melâmîliğin" Melamilik hakkında geniş bilgi verir misiniz? Bunların kendilerini tarikat değil, hakikat ehli görmeleri ne kadar doğrudur ve neden kaynaklanıyor?

  8. "Umuma teşmil suretiyle değil, fakat herhalde hakikat-i İslâmiyenin içinde cereyan edip gelen esas-ı velâyet ve esas-ı takvâ ve esas-ı azimet ve esâsât-ı Sünnet-i Seniye gibi..." Buradaki “umuma teşmil suretinden” kasıt ne olabilir?

  9. "Esas-ı velâyet ve esas-ı takvâ ve esas-ı azimet ve esâsât-ı Sünnet-i Seniye gibi ince, fakat ehemmiyetli esasları muhafaza etmek bir vazife-i asliyesidir." cümlesini izah eder misiniz?

Yükleniyor...