32. Söz - On Üçüncü Bölüm
"İbn-i Abbas Radıyallahu Anhın dediği gibi, 'herbir mevcuda bakar birer mânevî basarı ve işitir birer mânevî sem’i' bulunmaz mı?" İzah eder misiniz?
"Cezâlet-i beyan" ne demektir, izah eder misiniz?
Beşerin yaratılışının, hikmet ve gayesinin; Allah indinde ne kadar önemli ve mühim bir mesele olduğu anlaşılmaktadır. Bu mevzuyu biraz daha açabilir miyiz?
Umuma lazım olan haşrin mertebesinden neyi anlayacağız? Diğer mertebeleri bilmemenin bir mesuliyeti var mı?
Üstadımızın haşrin mertebeleri hakkındaki beyanlarıyla ilgili âyet-i kerîmelerden örnekler verir misiniz?
"Diyorsunuz ki: "Sen Sözlerde kıyas-ı temsilî çok istimal ediyorsun. Halbuki, fenn-i mantıkça, kıyas-ı temsilî yakîni ifade etmiyor. Mesâil-i yakîniyede burhan-ı mantıkî lâzımdır." Bu cümle ile "burhan-ı mantıkî" ve "kıyas-ı temsilî"yi açıklar mısınız?
"Malûmdur ki, fenn-i belâğatte, bir lâfzın, bir kelâmın mânâ-yı hakikîsi başka bir maksud mânâya sırf bir âlet-i mülâhaza olsa, ona “lâfz-ı kinâî” denilir." Cevabın tamamını özetler misiniz?
Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar
Program Adı: Sorularla Sözler