"وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ" ne demektir, "Mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insanlar" ifadesinde ticaret ve memuriyetin nazara verilmesini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
" وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ (Dönüş ancak onadır.) Yani, ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini itmam ettikten sonra, yine onları gönderen Hâlık-ı Zülcelâllerine dönecekler ve Mevlâ-yı Kerîmlerine kavuşacaklar." (Mektubat, Yirminci Mektup, On Birinci Kelime)
Ticaret kelimesi Altıncı Söz’ü hatırımıza getiriyor. O Söz’de şu âyet-i kerîmenin manevî tefsiri yapılmıştır. “Şüphesiz Allah, müminlerden (nefislerini) canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır.” (Tevbe, 9/111)
Bir insan, hem bedenindeki bütün organlarını hem de ruhundaki bütün duygularını ve hislerini Rabbinin rızası istikametinde kullandığı takdirde onları cennet karşılığında satmış oluyor.
Bilindiği gibi memur “emredilen”, emir tahtında hareket eden demektir. Memuriyet kelimesi “İnsanlar hür oldular ama yine abdullahtırlar.” hakikatini hatırlatır. Bir memur, mesai saatlerinden yapacağı işlere kadar her şeyi, kendisine nasıl emredilmişse öylece yapmakla mükellef olduğu gibi, insan da kendi varlığını ve ona takılı olan bütün cihazlarını ve latifelerini Allah’ın emri üzere kullanmakla mükelleftir.
Metinde geçen imtihan kelimesi, insanın bu ömür sermayesini kullanmakta dünya imtihanın bir icabı olarak serbest bırakıldığını, ölünceye kadar kendisine bir müdahale olmadığını hatırlatır. Zaten imtihan bunu gerektirir.
Ölümle dünya imtihanı son bulur ve insanlar zerre kadar da olsa işledikleri hayır ve şerrin karşılığını görmek üzere ahirete sevk edilirler.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü