"Ya aşkla hüsündür, ya hamâset ve şehâmet, ya tasvir-i hakikat. İşte yabanî edepse, hamâset noktasında hakperestliği etmez." ifadesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Kendindeki mihengi ona ayar edemez. Edebiyatta vardır üç meydan-ı cevelân; onlar içinde gezer, haricine çıkamaz."

"Ya aşkla hüsündür, ya hamâset ve şehâmet, ya tasvir-i hakikat. İşte yabanî edepse, hamâset noktasında hakperestliği etmez."(1)

Müminin kalbinde ve nazarında iman ve hidayet hükmettiği için, hadiselere iman ve hidayet penceresinden bakıyor; her şeyde rahmet-i İlahiyenin izini arıyor ve görüyor. Mümin, eğitimden sanata, edebiyattan tefekküre kadar her sahaya Kur’anî bir nazarla bakıyor. Nazarı da ona göre şekilleniyor ve kıymetleniyor.

Kâfirin kalbinde ve nazarında ise küfrü netice veren menfi felsefe hükmettiği için, hadiselere küfür ve menfi felsefe gözlüğü ile bakıyor; her şeyi tesadüfe veriyor ve ruhunu azap içinde bırakıyor. Eğitimden sanata, edebiyattan tefekküre kadar her şey bu bakış açısına göre şekilleniyor. Yani iki bakışta da kalp ve nazarda ne varsa, esere de o yansıyor ve ona göre şekilleniyor.

Batı'nın edebiyat sahası üç konu ile sınırlıdır, bunun dışına çıkamazlar. Edebiyattaki konuları ya güzellikler ve ona olan aşk, ya kahramanlık ve yiğitlik ya da hakikatin tasviri şeklindedir. Bunların dışında ulvi ve yüksek hakikatleri göremez ve işleyemezler. Bunları da manevi boyadan mahrum oldukları için, nefis ve heva noktasından değerlendirip tasvirlerini yapar.

1) bk. Sözler, Lemeât.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...