"Yürüyüşünü terk etti, başkasının da yürüyüşünü öğrenmedi." cümlesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Bütün kuvvetimle derim ki: Terakkimiz, ancak milliyetimiz olan İslâmiyetin terakkisiyle ve hakaik-i şeriatın tecellîsiyledir. Yoksa, 'Yürüyüşünü terk etti, başkasının da yürüyüşünü öğrenmedi.' diye olan darb-ı mesele mâsadak olacağız."(1)

Bizler eğer inandığımız gibi yaşamazsak o zaman Allah muhafaza yaşadığımız gibi inanmaya başlarız. on dört asırdır İslamiyet'le bu millet mezc olmuş durumda. Yapmamız gereken, gerek din cihetinden gerekse iş ve ticaret cihetinden sebatımızı göstermek.

Bir çok büyükler nice sıkıntılara katlanarak ve dik duruşluluklarını da sergileyerek kendi çizgilerinden asla taviz vermeyerek, hem Cenab-ı Hakk'ın sevgili bir kulu olma şerefini elde etmişler, hem de insanlar mabeyninde arzu edilen takdir ve muhabbete layık görülmüşler. Bunlar belki de zamanında çok da eleştrilmişler. Ama doğru bildiklerinden de vazgeçmemişler. Demek ki bizler yapıcı eleştiri ve tenkidlere açık olmalıyız. Ama doğru olan şeylerden de taviz vermemeliyiz.

Örneğin, bir müzezzin efendi kendine has bir üslupla ezan okuyor olsun. Ama bu zat daha güzel ezan okuyanları dinleyince, onlar gibi okumaya içten bir yöneliklik hissetmeye başlamış... Eğer bu zat, kendi fıtri sesini muhafaza edip daha güzel okumaya azm ve gayret gösterirse, çoğunlukla bunda bir sıkıntı ve problem olmaz. Ancak kendi öz kimliğini, sesini bir tarafa bırakıp diğer seslere yönelince ve kendisini de tam manasıyla o ahenge kaptırmayınca, artık ne o eski fıtri sesine dönebilmekte, ne de daha hoş ve güzel telakki ettiği sesi öğrenebilmektedir. Ortada kalarak acube-i hilkat, yani yaradılış acubesi bir görüntü arz eder. İşte insanın yürüşünü terkedip başkasının da yürüyüşünü öğrenememesi bu tür acı sonuçlar doğurabilmektedir.

İşte bu misali bir mihenk, bir ölçü yapıp, gerek ev ve iş hayatımızda, gerekse de toplumsal hayatımızda, taklidçi bir zihniyetten kendimizi uzak tutmamız gerekmektedir. Ta ki sahili selamete, milletimize asli fıtratımızla gidebilelim.

Şunu unutmamak gerektir: Başkalarının geliştirmiş olduğu ve keşfettği şeyleri almalı, işimize sıfırdan başlamak şeklinde değil de, o geliştirilmiş olan şeyler üzerine binamızı kurarsak, maksadımıza daha kısa bir süre de ulaşmamız kolay olacaktır. Bu kaide ve kural, bir şahıs için böyle olduğu gibi, bir millet ve bir ümmet için de aynıdır.

(1) bk. Divan-ı Harbi Örfi, İki Mekteb-i Musibet Şehadetnamesi.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.925
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...