Zerrelerin hiçbir vasfı ve kemalatı yok mu? Zira kemalatlı bir eser kemalatlı malzemelerden meydana gelmesi lazım değil mi?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Zerrelerin elbette mühim bir hususiyeti vardır. Ancak bu hususiyet, ilim ve hikmet çerçevesinde çalıştırılan birer memur olmaktan öteye gitmez. Yani, bu hususiyet kendinden değil, ona o hasseyi ve vazifeyi veren Allah’tandır. Nasıl ki, Güneş'in ışıklarını gösteren bir ayna, bu ışıkları sürekli göstermesi için her an Güneş'in ışığına, ısısına ve renklerine muhtaçtır. Güneş ışıklarını keser kesmez, aynanın kendisi karanlığa gömülecektir.

Aynen bunun gibi Allah, bütün zerrelerde ve zerrelerden teşekkül eden mevcudatta, yani bütün kâinatta tecelli eden isimlerini çekse kâinat yok olur. Mesela; Mukaddir ismini çekse, hiçbir şeyde şekil, ölçü ve denge kalmaz...

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

nurcu56

Deizmin de felsefesini nazara alarak, itikata zarar gelmeyecek tarzda alemin mekanizmasının nasıl işlediğini anlatabilir misiniz?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (m.ali)

Cenab-ı Hakk her varlığa yaptıracağı işi takdir ederken, elbette onu kaldırabilecek özelliği de hikmetiyle vermiştir. Bu nedenle hangi zerreye bir iş yüklemiş ise, ona onu gösterebileceği özelliği de beraber takdir eder. Ama zerreye yüklenen bu özelliği "münfaillik" dediğimiz "fiili kabul etme ve edilgenlik"ten ileri gidip, "faillik" dediğimiz "müstakil ve o işi kendi iradesiyle yapan usta" derecesine getirmez. Fail Allah'tır, münfail (işi kabul eden) ise zerredir. Aynanın ışığın sahibi değil, ışığı yansıtabilecek özelliğe sahip olması gibi. Çünkü ışığın hakiki sahibi güneştir. Ayna sadece bu ışığı yansıtan bir araçtır.

Deizm,Yaratanın varlığını ve âlemin ilk sebebi olduğunu kabul etmekle birlikte, akla dayalı bir tabii din anlayışı çerçevesinde peygamberliği, ahireti şüphe ile karşılayan veya inkâr eden felsefî ekolün adıdır. Yani bu görüşe göre, her şeyi başlatan ve kâinatı bir saat gibi kuran bir Yaratıcı inancı vardır. Ancak Yaratıcının, -hâşâ- şimdiki zamana karışmadığı iddia edilir. Deizm görüşünün mantıksız ve tutarsız olduğu hem nakli hem de akli deliller ile şöyle açıklanabilir.

Kur'an'da birçok yerde Allah Kayyum, Faal, Kadir, olduğunu ifade eder. Örneğin Bakara suresinde:

"Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydır, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür." (Bakara, 2/255)

Kayyumiyet, her şeyin Allah’ın kudreti ile ayakta durması anlamına gelmektedir. Yani atomdan gezegenlere ta galaksilere kadar her şey varlığında ve hareketlerinde, Allah’ın kudreti ile vardır ve onun kuvveti ile hareket ediyorlar. Allah, kudretini bir an bu kâinattan ve varlıklardan çekse ( örneğin kütle çekim kuvvetini kaldırsa, dünya ve içindekiler helak olur veya atomlarda elektronlar çekirdek etrafında dolanırken, Allah bir an elektriksel çekim kuvvetini çekse veya kaldırsa, her şey yerle bir olup helak olur. İşte kudretin kâinat ile olan bu münasebetine "kayyumiyet" deniyor.

Nispet, Allah’ın isim ve sıfatlarının kâinatın arka planında sürekli bir şekilde işlemesi ve onunla her daim irtibatlı olma hâlidir. Bu kayyumiyet sırrı bir atomun arkasında nasıl işliyor ve onlarda tasarruf ediyor ise, aynı şekilde bütün kâinatın arakasında da işliyor ve onlarda tasarruf ediyor. Bu nispet bir an çekilse ya da kaybolsa kâinat yer ile yeksan olur.

"Allah kâinatı yarattıktan sonra kendi hâline bıraktı." fikri şirk ve küfürdür. Allah’ın kâinat üzerindeki Rububiyet ve Uluhiyetini tezyif ve inkâr anlamı taşır. Zaten bu fikir akıl ve mantık açısından da kabul edilemez bir safsatadan ibarettir. Örneğin, trilyonlarca elektrik lambasını besleyen enerji santralinden gelen elektrik, bir an kesilince her yer karanlık olacağı, çalışan bütün makinalar ve fabrikalar çalışamaz olacağı gibi, kayyumiyeti ile her anda her yerde hazır ve nazır olan Allah, kayyumiyetini bir an çekse her şey helak olur. Yani, kâinatın bir saat gibi kurulup devam ettiğini ve Allah'ın -haşa- bu işi bıraktığını söylemek hem nakle (vahye) hem de akla aykırıdır, safsatadır. Her şey, her yerde, her anında, her işinde her şeyin Yaratıcısı olan Allah’a muhtaçtır.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...