"Ahir zamanda ihtiyar kadınların dinine tabi olun." ifadesini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
"Şu Otuz Üç Pencereli olan Otuz Üçüncü Mektup, imanı olmayanı, inşaallah imana getirir. İmanı zayıf olanın imanını kuvvetleştirir. İmanı kavî ve taklidî olanın imanını tahkikî yapar. İmanı tahkikî olanın imanını genişlendirir. İmanı geniş olana, bütün kemâlât-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyat verir, daha nuranî, daha parlak manzaraları açar."
"İşte bunun için, 'Bir pencere bana kâfi geldi, yeter.' diyemezsin. Çünkü, senin aklına kanaat geldi, hissesini aldı ise, kalbin de hissesini ister, ruhun da hissesini ister. Hattâ hayal de o nurdan hissesini isteyecek. Binaenaleyh, her bir Pencerenin ayrı ayrı faydaları vardır."(1)
Üstad Hazretleri burada imanın taklitten başlayıp, nihayetsiz imanın terakki ve mertebelerinin olduğuna işaret ediyor. İmanın, çekirdekten ağaca kadar çok mertebeleri ve dereceleri vardır.
İmanın en alt derecesi taklidî imandır. Risale-i Nurlar bu çekirdek mesabesinde olan taklidî imanı mükemmel bir ağaç haline getiriyor. Risale-i Nur'da iman ve marifetin hadsiz mertebeleri mevcuttur.
İmanın tahkikî olması ancak marifet ile olur. Yani tahkikî iman, ilim ve marifetin bir neticesidir. Ami ve avam olan bir insanın imanı kavî ve kuvvetli olabilir, lakin tahkikî olmaz. Tahkik tamamı ile marifet ve ilimle alakalı bir durumdur.
Üstad Hazretleri bu manaya şu ibareler ile işaret ediyor:
"(Risale-i Nurlar) İmanı kavî ve taklidî olanın imanını tahkikî yapar."
Demek insanın imanının kavî olması, tahkikî olmasını gerektirmiyor. Taklit ile kavî olmak iç içe olabiliyor. Ama tahkikî iman bambaşka bir şeydir. İmanı kavî ama taklidî olanın imanı tahkikî olmayabilir. Bu yüzden, “benim imanım kavi” demek kâfi değildir; tahkikiye çevirmek gerekir.
İşte "Ahir zamanda yaşlı kadınların dinine tabi olun" hadisi, imanı kavî ama taklidî olan salabetli ihtiyarların, imandaki salabet ve sağlamlığına hem bir işaret hem de bir teşviktir. Yoksa o ihtiyar kadınların taklidî ve kavî haline bir imrendirme yoktur. İmanımız hem kavî hem tahkikî olursa, en sağlam ve en güzel yol budur.
(1) bk. Sözler, Otuz Üçüncü Söz
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü