"Allah namına vermediğin için manen minnet ediyorsun." cümlesindeki "zekât verenin minnet etmesi" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Bir insanın manen zayıflığı söz konusu ise, birisine sadaka veya yardım ettikten sonra minnet duygusu kabarabilir. Lakin bir vergi dairesine vergisini vermek niyetiyle gitse, görevli memura minnet edemez. Aynen onun gibi, Allah'ın -âdeta- vergi dairesi gibi tayin ettiği kişilere Allah'ın vergisi hükmündeki zekâtı verenler de verdikleri kişiye minnet edemez.
Mal zekât namına verilirse, verenin minnet etmesinden ziyade, minnet altına girmesi gerekir. Zira zekât bir ibadettir. Eğer zekât veren kişi, fakir ve muhtaç birini bulamazsa ibadetini yerine getiremez. İbadetini yerine getirmesine sebep olduğu için fakire minnet edemez.
Böyle mühim sevaplara nail olmak için, kişinin verdiği zekât ve sadakadan dolayı minnet ve eza etmemesi ve gururlanmaması gerekir. Zira mülk Allah’ındır, o sadece bir emanetçi ve bir tevziat memurudur. Yoksa taş üstüne atılan ve zayi’ olan bir tohum gibi, o sadaka ve iyilik de zayi olur. Nitekim Kur'an-ı kerim'de mealen şöyle buyurulmaktadır:
"Bir tatlı dil, bir bağışlama, arkasından incitmenin geldiği sadakadan daha hayırlıdır. Allah, Gani'dir, Halim'dir."
"Ey iman edenler, sadakalarınızı, başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Tıpkı malını insanlara gösteriş için dağıtan; Allah’a ve ahiret gününe inanmayan herif gibi. Artık onun durumu, üstünde biraz toprak bulunan ve üzerine bir sağanağın inip kendisini bütün sertliği ile ortada bıraktığı bir kaya gibidir. Böyle kimseler, yaptıklarının hiçbir faydasını görmezler. Allah, inkârcılar topluluğunu doğru yola çıkarmaz." (Bakara, 2/263, 264)
Diğer taraftan, zengin Allah'ın kendisine verdiği maldan yine Allah'ın emretmesi üzerine fakire veriyor. Burada minnettar olacağımız Allah'tır; zira malı veren de başkasına vermeyi emreden de odur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü