"İnsanların heyet-i içtimaiyesinde intizam ve asayişi temin eden köprü, zekâttır. Âlem-i beşerde hayat-ı içtimaiyenin hayatı, muavenetten doğar." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İçtimaî hayatta nizam ve dengeyi, huzur ve barışı, uhuvvet ve muhabbeti, asayiş ve emniyeti temin edecek yegâne reçete zekâttır. Cemiyetin büyük bir kısmı sefalet, açlık ve fakirlik içinde yaşarken, diğer bir kesimin hem vicdanî açıdan hem de içtimaî nizam açısından huzur ve saadet içinde yaşaması pek mümkün değildir.
Bu yüzden, malların sosyal bir adalet içinde taksim edilmesi gerekir. Bütün malî buhranlar sermayenin bir şekilde bir elde toplanmasından veya bazı kesimlerin elinde bulunmasından çıkmaktadır. Halbuki zekât, sermayenin bir elde toplanmasına mani olmaktadır.
Zekât, temizlik, artma ve bereket demektir. Cenab-ı Hakk’ın kendi lütfunden servet vermiş olduğu zenginlerin, sırf Allah rızası için mallarının belli bir miktarını, Allah’ın bildirdiği kimselere ve yerlere vermesidir. Böylece hem muhtaç olanların ihtiyaçları giderilmiş, hem sehavet gibi yüksek bir haslete mazhar olunmuş, hem de Allah’ın emri yerine getirilmekle O’nun rızası kazanılmış olur. Zekâtla hem mal sahibi temizlenir, hem de malında bereket görülür. Nitekim bir ayette mealen şöyle buyrulur:
“Onların mallarından sadaka (ve zekât) al ki, bununla onları ( günahlardan) temizleyesin, onların (sevaplarını) artırıp yüceltesin…”(Tevbe Suresi, 103)
Sosyalistlerin, devlet vasıtasıyla mülke tamamen el koyması da ayrı bir malî krize neden oluyor. O da teşebbüs ve üreticilik ruhunun yok edilmesidir. Bu tarz ifrat ve tefrit yaklaşımlar sosyal dokuda derin kamplaşmalara, kavgalara ve ihtilallere sebeb olup, insanlığın huzurunu, emniyet ve asayişini yok ediyor. Sınıfları yok etmek fıtrata uygun olmadığına göre, sınıflar arasında köprü ve denge kurmak en makul ve en mutedil olan yoldur. Özü yardımlaşma olan zekât ise, zengin ile fakir arasında kurulacak en güzel bir yol ve bir köprüdür.
İçtimaî hayatının huzurlu bir şekilde devam edebilmesi, sınıflar arası dayanışma ve yardımlaşmaya bağlıdır. Sınıflar arası dayanışmanın adı da zekâttır. Tabiî zekât burada bütün mali ibadetlerin timsal ve kutbudur. Çünkü malî ibadetler zekâtla sınırlı değildir; Allah için yapılan her türlü malî ameller yardımlaşma kısmına girer. Evet, "A’mal-i maliyenin kutbu da zekâttır."(1)
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 3. Ayet Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü