"A’mâl-i mâliyenin kutbu, zekâttır." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İşaratü’l-İ’caz'da ifade edildiği gibi, haseneler ya kalb ile ya kalıb ile ya da mal ile olur. Mal ile yapılan ibadetler çeşitlilik arz edebilir. Zekât, sadaka, hediye, teberruat, karz-ı hasen, iftar verme, yoksulu giydirme, yedirme, misafire lillah için ikram vb. Fakat bunların içerisinde en faziletlisi ve diğerlerini de bir nevi ihtiva eden kutup manasında zekâttır.
"Tahliye تَحْلِيَه ise, hasenat ile olur. Hasenat da ya kalble olur veya kalıp ve bedenle olur veyahut mal ile olur. A’mâl-i kalbînin şemsi, imandır. A’mâl-i bedeniyenin fihristesi, namazdır. A’mâl-i mâliyenin kutbu, zekâttır."(1)
"A’mâl-i mâliyenin kutbu, zekâttır." Bunun sebepleri şunlar olabilir:
1. Evvela İslam’ın beş rüknünden biridir.
2. Farz bir ibadettir.
3. Zekât veren tevziat memuru olduğunu düşünmekle minnet edemez.
4. Şöhret ve nam salma gibi lekeler temas edemez.
5. Zekât vereni gafletten kurtarmaya sebeptir.
6. Mal varlığı nisbetinde verdiği için keyfî davranamaz.
7. Fakirlerin samimi duasını kazanır.
8. Fakirlerin zenginlere karşı olabilecek gayzını söndürür
9. Fakir ile zengin arasında köprü kurar.
10. Zenginlerin şefkatini muhafaza eder.
11. Diğer ibadetlere kuvvet verir.
12. Zenginin malını atıl bırakmayı engeller.
13. Akrabalık bağlarını kuvvetlendirir.
14. İslamiyet’e hizmet şuurunu canlandırır.
15. İnsanın hırs ve tama ile dünyaya yapışma hissini tadil eder.
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 3. Ayet Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü