Asrımızda İslamî eserler içerisinde en çok okunan kitapların "Risale-i Nur Külliyatı" olması konusunda ne dersiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bir yazar, eserini telif eder, ama o eserin kalitesini okuyucu takdir eder. Kimse bu eserleri zorla okutmuyor. Burada tamamen insanlar kendi ihtiyar ve iradesiyle ve ihtiyaç duyduğundan okumaktadırlar. Demek ki, kendisini okutma meziyeti Risale-i Nur’da var. Bir insan sevdiği bir şiir veya bir kasideyi birkaç defa okusa ondan usanır. Ama bu eserleri okuyanlar ondan asla usanmıyor, büyük bir şevkle tekrar tekrar okuyorlar. Risale-i Nurlar raflarda durmuyor, hep rahlelerin üzerinde, okuyucunun elinde ve cebinde dolaşıyor.
Bu bir arz-talep meselesidir. İnsanların büyük ekseriyetinin imana susadığı, itikat hususunda sıkıntılarının olduğu, şüphe ve tereddütler içinde bocaladığı bu dehşetli asırda, bütün bu yaraları en güzel şekilde tedavi eden ve bütün bu ihtiyaçlara kemaliyle cevap veren bir eserin fazlaca okunması çok normaldir.
Öte yandan, dinsizliğin, ahlâksızlığın ve her türlü menfi cereyanın birer şahs-ı manevî halinde, bütün insanlık âlemine hücum ettiği bu ahir zaman fitnesinde, insanların bu tehlikelere karşı kendilerini muhafaza etmesi iki şarta bağlıdır:
Birisi, imanlarını tahkiki yapmak. Bunu Nur Külliyatı'nın en güzel şekilde temin ettiği ortadadır.
Diğeri ise, cemaat halinde çalışmak, birbirinden kuvvet almak, o menfî cereyanlara karşı iman cephesinde bir şahs-ı manevî teşkil etmektir. Bu mana da Nur külliyatı etrafında kemaliyle gerçekleşmiştir. Bu birliktelik, Nurların bir dava eseri olarak çokça okunmasını ayrıca netice vermiştir.
Önceki asırlarda yazılan eserlerden günümüzde de hala önemini koruyanlar ve insanların faydalandığı harikalar mevcuttur. Mevlana’nın Mesnevisi, İmam-ı Gazalinin İhya-i Ulumu bunların başında gelir. Şu var ki, bunların okuyucuları iman ve ibadet ehli kimselerdir. Bu eserlerle ilimlerini, feyizlerini ve ibadet hassasiyetlerini artırmaya çalışmaktadırlar. Bunun ehemmiyeti tartışılmaz.
Ancak, asıl irşada muhtaç kesim bu eserleri okumamakta, bu büyük zatları tanımamaktadır. Onun içindir ki Allah Resulünün (asv) müjde ve haber verdiği gibi her asırda bir müceddid gelir ve dini o asrın idrakine, içtimaî şartlarına, manevî hastalıklarına, ihtiyaçlarına göre insanlara yeni bir metotla, taze bir kan verircesine anlatır. Her asrın hastaları farklı olduğu gibi, ilaçlarının da farklı olması gayet tabiidir. Nur Külliyatı, “Kur’an-ı Hakimin bu asrın idrakine bir dersi” olduğu içindir ki en çok okunmakta ve yayılmasına en fazla çalışılmaktadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü