"Azametli, bahtsız bir kıtanın; şanlı, talihsiz bir devletin; değerli, sahipsiz bir kavmin reçetesi, ittihad-ı İslam'dır." cümlesini açıklar mısınız; "kıta", "devlet" ve "kavim" hangileridir?
Değerli Kardeşimiz;
"Azametli, bahtsız bir kıt'a", Asya kıtasıdır. Azamet ifadesi, kıtalar içinde en büyük kıta olması ve en fazla nüfusa sahip olmasına işaret ediyor. Bahtsız olması ise İslam medeniyetinin maddi bakımdan Avrupa’nın gerisinde kalması ve İslam devletlerinin eski haşmetli günlerinden uzak kalmasına bakıyor. Osmanlının yıkılmasıyla İslam kıtası olan Asya bahtsız ve başsız kalmıştır.
Üstad Hazretleri Sünuhat adlı eserinde Osmanlının yıkılmasından sonraki vahim ahvali şöyle ifade etmektedir:
"Haccın bahusus taarrüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun eden içindeki siyaset-i âliye-i İslamiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiyenin ihmalidir ki, düşmana milyonlarla İslamı, İslam aleyhinde istihdama zemin ihzar etti."
"İşte Hint, düşman zannederek, hâlbuki pederini öldürmüş, başında oturmuş bağırıyor. İşte Tatar, Kafkas, öldürülmesine yardım ettiği şahıs, biçare valideleri olduğunu, 'ba'de harabi'l-Basra' anlıyor. Ayak ucunda ağlıyorlar. İşte Arap, yanlışlıkla kahraman kardeşini öldürüp, hayretinden ağlamayı da bilmiyor. İşte Afrika, biraderini tanımayarak öldürdü, şimdi vâveylâ ediyor."
"İşte âlem-i İslam, bayraktar oğlunu gafletle bilmeyerek öldürmesine yardım etti, valide gibi saçlarını çekip âh ü fîzar ediyor. Milyonlarla ehl-i İslam, hayr-ı mahz olan sefer-i hacca şedd-i rahl etmek yerine, şerr-i mahz olan düşman bayrağı altında dünyâda uzun seyahatler ettirildi. Fa'tebirû." (Sünuhat, Rüyanın Zeyli)
"Şanlı, tali’siz bir devlet" ifadesi ise Osmanlı devletine işaret ediyor. Osmanlı, şanlı bir geçmişe sahip, lakin bu cümlelerin ifade edildiği dönemde yıkılmak üzere ve talihsiz bir halet içindedir.
"Değerli, sahipsiz bir kavim" ifadesi ise, kanaatimize göre üç şekilde tevil edilebilir:
1. İslam Milletidir ki; Osmanlı'nın dağılması ile tüm dünya Müslümanları sahipsiz kalmış, dağılmış ve ayrılığa sürüklenmiştir.
2. Türk Milletidir ki; Osmanlı'nın çöküşüyle birlikte halifesiz kalmış, bir nevi sahipsiz kalmış. Değerli ifadesi, Türk milletinin geçmişteki hizmetlerine bir işaret iken, sahipsiz ifadesi ise Osmanlının gitmesi ile Türk milletinin yabani ve yabancı adamların tahakkümü altına girmesinden kinayedir.
3. Kürt Milletidir ki; Osmanlı'yı parçalamak için, gayri müslimlerin ırkçılık zehirini aşılayarak, İslam birliğinden koparmaya ve yalnızlaştırmaya çalıştıkları Kürt milletine bir ikazdır. İslam birliğini parçalama gayretlerinin mihrak noktasında; Kürt kardeşlerimizin ekseriyetle yaşadığı topraklar, yani Yahudilerin binlerce yıllık hayalleri olan arz-ı mev’ud vardır.
Arz-ı mevud; büyük Yahudi devletinin kurulmasının planlandığı topraklardır. Burada yaşayan Kürt kardeşlerimizin kurtuluşu; sadece İslam birliğinde ve İslam kardeşliğindedir.
Üstad'ımız da bu konuda şöyle buyuruyor:
"Elhasıl: Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvveti. Mecmuumuz bir iyi insan oluruz. Hod-serane yapmayacağız. Bu azmimizle başka unsurlara ders-i ibret vereceğiz. İyi evlad böyle olur."
"Hem de istibdat zamanında bir batman itaat etmiş isek, şimdi bin batman itaat ve ittihad farzdır. Zira şimdi sırf menfaatı göreceğiz. Çünkü hükümet-i meşruta, hakiki hükümet-i meşruadır."
"Elhasıl: İttifakta kuvvet var. İttihadda hayat var. Uhuvvette saadet var. İtaat-ı hükümette selamet var. Hablü'l-metin-i ittihada ve şerit-i muhabbete sarılmak zaruridir." (bk. Asar-ı Bediyye, Nutuklar, Nutuk-3, Elmas Neşriyat, İstanbul 2004, s. 453.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar