Bediüzzaman Hazretleri eserlerinde, kitaplarından şahıs gibi bahsediyor, neden Risale-i Nur bu şekilde şahsa benzetiliyor?
Değerli Kardeşimiz;
Üstadımız şahsından ziyade Risale-i Nur'a teveccüh edilmesini istiyor. Dolayısı ile ona kendi telifi gibi değil kudsi bir kaynak gibi bakıyor. Bu da sanki Risale-i Nur canlı kanlı bir şahısmış algılamasına yol açıyor. Ki bu İslam tarihinde hiçbir tefsire nasip olmamış bir durumdur.
Nur talebeleri de Risale-i Nur'a bu nazarla baktıkları için, sanki her an yanı başında duran, onu terbiye edip yönlendiren canlı kanlı bir mürşit bir şeyh telakkisini oluşturuyor.
Hatta Üstadımız Risale-i Nur'a "Şeyh-i Risale-i Nur denilmeli" demektedir:
"Cevap: Reşâdet-penâh meşrutiyet ve şeyh-i Risale-i Nur(HAŞİYE) sayesindedir. Zira, meşrutiyet-i şer’iye taht-ı efkâra çıktı, hablü’l-metîn-i milliyeti ihtizaza getirdi, nuranî urvetü’l-vüska olan İslâmiyet ihtizaza geldi..."
"HAŞİYE: Madem Nurcular Mâmehuran içine girmişler, şeyh-i meşrutiyet yerine ahrar perdesi ve hamiyet-i İslâmiye ve milliye ve elbette ittihâd-ı Muhammedî dairesinde olan şeyh-i Risale-i Nur denilmeli."(1)
Sufilerin nasıl mürşitleri ve şeyhleri varsa, Nur talebelerinin de mürşit ve şeyhi Risale-i Nurlar ve Risale-i Nur dairesinde bulunan tecrübeli ve alim vasfına haiz ağabeylerimizdir.
(1) bk. Münâzarat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü