Bediüzzaman'ın, Kürdistan'ın kurulması gerektiğini söylediğini yazanlara, nasıl cevap verebiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
Bediüzzaman'ın tüm hayatına nazar ettiğimizde onun tek gayesi söz konusu, o da İslam'ın tealisi, İslam'ın yüceltilmesi...
Risale-i Nur eserleri de zaten bu meyanda konuları ele almış ve bin yıldan bu yana İslamiyet aleyhinde biriken sorulara cevap vermekle beraber, ehli imanın imanını inkişaf ettirmek veya muhafaza etmek vazifesini üzerine almış durumdadır. Ancak Şark'ın ileride karşışabileceği sıkıntıları hissetmiş olmalı ki, Şark'ta bir üniversitenin kurulmasıyla ve bu üniversitenin Türkçe, Kürçe, Arapça dillerinde eğitim vemesiyle, meydana gelebilecek sıkıntıların bu şekile bertaraf edilmesi için çaba ve gayret göstermiş. Ancak gelişen olaylar Birinci Dünya Savaşının başlaması, kendisinin gönüllü alay komutanı olarak talebeleriyle bizzat savaşa katılması ve savaş sonrasında yirmi sekiz yıl boyunca maruz kaldığı işkenceler nedeniyle, bu hedefi akim kalmış, gerçekleşmemiştir.
“Medresetü'z-Zehra” denilen üniversiteyi tesis etme hedefi. Üstad Hazretlerinin kurmak istediği “Medresetü'z-Zehra”, milletler arasında kaynaşmayı sağlayıp, aralarında mevcut olan menfi milliyetçiliği kaldıracak özelliğe sahipti. Fakat bu medresenin şimdilik madden tahakkuku söz konusu olmadıysa da, nur medreseleriyle tahakkuk ettiği ifade edilmektedir.
“Câmi-ül Ezher Afrika'da bir medrese-i umumiye olduğu gibi; Asya, Afrika'dan ne kadar büyük ise, daha büyük bir dârülfünun, bir İslâm üniversitesi Asya'da lâzımdır."
"Tâ ki İslâm kavimlerini, meselâ Arabistan, Hindistan, İran, Kafkas, Türkistan, Kürdistan'daki milletleri, menfî ırkçılık ifsad etmesin. Hakikî, müsbet ve kudsî ve umumî milliyet-i hakikiye olan İslâmiyet milliyeti ile اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ Kur’ân’ın bir kanun-u esasîsinin tam inkişafına mazhar olsun. Ve felsefe fünunu ile ulûm-u diniye birbiriyle barışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet hakaikıyla tam musalaha etsin." (1)
(1) bk. Emirdağ Lahikası-II, (139. Mektup)
Risalelerden ırkçılık konusunu okumak için tıklayınız:
Mektubat, Yirmi Altıncı Mektup Üçüncü Mebhas
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Kıymetli kardeşlerim, meselenin biraz daha anlaşılabilmesi için karınca kararınca kendimce bir misal vermek isterim. Bizler üstad hz. lerine alemşümul bir makam veriyoruz, bazı ırkçılıkta ileri giden kardeşlerimiz (allah ıslah etsin) üstadı bölgesel bir lider olarak görüyorlar. Allah aşkına bu mudur üstad sevgisi. Hayır bunda mutlaka bir kasıt var olduğu belli. Tabiri caiz ise biz diyoruz ki, Üstadımız padişah, onlar diyorlar ki yok canım ne padişahı o bizim köyün muhtarıdır. Onlara göre üstad kürt milletini dünyanın başına geçirmek için gelmiş, bize göre de şu anda durumu içler acısı olan Alem-i islamı tekrar aynı şeametli günlerine geri getirmek için Allah tarafından gönderilmiş Alemşümul bir liderdir. Şimdi bu bakış açısına göre kim üstadı daha çok seviyor.