"Bekârlık bikârların kârıdır. Bâkire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir. Bekâr, iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur. İzdivac, tasfiye tehzib eder." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Evlenmeli"

"Bekârlık, bîkârların kârıdır. Bâkire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir. Bekâr iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur. İzdivaç, tasfiye, tehzip eder." (İşârât)

Bu ifade, Bediüzzaman Hazretlerinin insan hayatındaki izdivacın (evliliğin) önemini ve manevi boyutlarını ele aldığı hikmetli bir değerlendirmesidir. Burada, bekârlık ve evlilik ile ilgili derin anlamlar bulunmakta ve insanın olgunlaşma yolculuğuna dikkat çekilmektedir. İfadeyi maddeler hâlinde analiz edelim:

“Bekarlık bikârların kârıdır.”dan maksat; bekârlık, geçimini temin edemeyen hedefsizlerin kârıdır, işidir, anlamındadır.

Bekârlık, genelde kişinin kendi ihtiyaçlarına odaklandığı ve hayatını yalnız sürdürdüğü bir durumdur. Bu durum, insanın ruhen ve ahlaken olgunlaşması için yeterli bir zemin sunmaz.

Bikârların kârı: "Bikâr" kelimesi, "işe yaramayan" ya da "verimsiz" anlamına gelir. Bu ifade, bekârlığın insan hayatında yeterince faydalı ve olgunlaştırıcı bir durum olmadığına işaret eder. Netice olarak; insan, evlilikle sorumluluk alarak daha faydalı ve olgun bir şahıs haline gelir. Bekârlık ise bir anlamda kişinin potansiyelini tam olarak ortaya koyamadığı bir durumdur.

“Bakire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir.”den maksat; bekâr bir hanımın fıtratının üçte ikisi kadındır. Geri kalan üçte biri ise, erkektir; yani erkek gibidir. Üstad burada, kadınların yaratılış özelliklerine işaret eder. Kadınların duygu, şefkat ve incelik açısından erkeklerden daha üstün olduğu bir gerçektir. Evlenmeyen kızda, üçte bir erkeklik özellikleri vardır. Kendi işini kendi görür. Kendini kendisi savunur. Bazen erkek gibi olmak zorunda kalır.

Kızlar evlendikten sonra ise erkeklikten kurtulurlar. Bir erkeğin himayesine girerler ve hayat yükleri hafifleşir. Artık erkek gibi olmalarına gerek kalmaz. Çünkü artık yanlarında beyleri vardır. Tam ve olgun bir hanım olurlar.

“Bekâr, iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur.”dan maksat ise; bekâr bir erkeğin fıtratının üçte ikisi erkektir. Kalan üçte biri ise çocuktur, yani çocuk gibidir. Çünkü bekâr bir erkek, erkeklik özelliğini üçte iki yaşar. Bu adam üçte bir ise çocukçadır. Alıngan olabilir. Çabuk agresifleşebilir. Duygusallığı fazlacadır. Kararsızlığı ziyadedir. Hüzün ve kaygıları daha çoktur. Fevri davranışları vardır. Çünkü çocuksu bir adam gibidir. Erkek evlendikten sonra ise yarım kısmını tamamlar, tam adam olur. Artık bir aile yuvası vardır. Eşi ve çocukları vardır. Sorumluluk sahibi olur. Eşinin ve çocuklarının hedefleri kendi hedefi, hayatları kendi hayatı, acıları kendi acısı gibi olur.

İzdivaç, tasfiye ve tezhib eder.”den maksat ise; evlilik, her iki boşluğu dolduran ve tamamlayan tek yoldur. Kadın, anne olmak ve mesuliyet yüklenmekle tam bir kadın gibi fıtrat kazanırken, erkek ise evlilik sayesinde kişiliği tam oturur, çocuksu hallerden kurtulur. Üstad, evliliğin insanı ruhen, ahlaken ve sosyal olarak olgunlaştıracağını ifade eder.

Üstad'ın bu hikmetli ifadesi meşhur bir Hadis-i Şerifin de izahı sadedindedir. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Allah kime dindar bir kadınla evlenmeyi nasip ederse, ona bu şekilde dininin yarısında yardım etmiş olur. Geriye kalan yarısında ise Allah’tan korksun.” (Suyuti, Camius Sağir, 2/932, No: 8730.).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 19.447
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

kudüsnisa
bu konuyu çok merak ediyordum allah razı olsun
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
drerkan
Müthiş hakikaten.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...