"Belki hikmet-i İlâhiye, nihayetsiz makamâtı katedecek olan insanın istidadına muvafık bir dâr-ı teklifi iktiza ettiği için, melâikelerin aksine olarak, muktezâ-yı fıtratları olan malûm günahla Cennetten ihraç edildi." cümlesini açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
İnsan, yaratılış itibarıyla gelişmeye ve değişmeye müsait bir mahiyette yaratılmıştır; melekler ve hayvanlar gibi makamları sabit değildir. İnsandaki bu gelişimi tetikleyecek ve harekete geçirecek bir vasat ve ortam gerekmekteydi, tıpkı bir yumurta veya bir tohum gibi. Bir kuş olmaya aday olan yumurta ve bir ağaç olmaya aday olan tohumun gelişmeleri her yerde ve her ortamda mümkün olmuyor. Yumurtanın, tavuğun altına veya tavuğun altındaki ortama uygun bir vasata ihtiyacı vardır. Tohumun ise toprağın altındaki ortama ihtiyacı vardır. Akasi takdirde, çürüyüp zayi olacaklardır.
Aynen bunun gibi, insanın da mahiyetindeki cevherleri ortaya koyması için bir vasat ve ortama ihtiyacı vardır. Bu vasat ve ortam ise dünya hayatıdır. Cennet standartlarında gelişemeyen insan fıtratı, gelişimini sağlayacak şartlara sahip olan dünyaya gönderilmiştir. Bu gönderilme ise yine fıtratının gereği olan bir olayla gönderiliyor. Bunun için "muktezayı fıtratları olan malum günah" ifadesi kullanılmaktadır. Yani yaratılışlarının gereği olarak ayağı sürçtü ve yasaklanan meyveden yedi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak da onu dünya yüzüne gönderdi.
* * *
Günahlar, büyük ve küçük olmak üzere iki kısımdır. Büyük günahların başlıcaları şunlardır: Adam öldürme, zina, içki içme, ana babaya karşı gelme, kumar, yalancı şahitlik, dine zarar verecek bid'atlara taraftar olmak.
Bütün peygamberler, gerek peygamberliklerinden önce gerekse peygamberliklerinden sonra, hiçbir şekilde büyük günah işlememişlerdir.
Ancak, bazı peygamberler hata yoluyla, unutmak veya daha iyiyi terk etmek suretiyle bizim bildiğimiz şeklin dışında "zelle" denen bazı hatalar işlemişlerdir. Hz. Âdem (a.s.)'in cennette iken yasak ağacın meyvelerinden yemesi, zelleye misal olarak verilebilir.
Hz. Âdem (as), yasak meyvelerden yemekle bizim bildiğimiz mânâda bir günah işlememiş, daha iyi olanı terk etmiştir. Neticede de, bu hatalarından dolayı cennet nimetlerinden mahrum kaldılar. Cennette günah ve sevap mefhumunun olmaması bu günahın, bilinenden başka bir şeklinin olduğu da anlaşılır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Malum zelle vesile edilerek dünyaya gönderilmeleri şüphesiz ki, bizim için bir çok ders ve ibret vesilesidir. Nitekim İslam alimleri, eserlerinde bu konuda bir çok ders çıkarıp istifademize sunmuşlardır. Ancak şayet malum zelle işlenmese idi, sonuç ne olurdr şeklindeki bir suale kesin cevap vermek mümkün değildir. Bü tür konularda Mutezile, Cebriye ve Ehli sünnetin farklı bakışları vardır. Kısacası Ehli sünnet bu konuda susmayı tercih ediyor ve bilemeyiz diyorlar. Bizim de vereceğimiz cevap bundan ibarettir.