"Senin nihayetsiz aczin ve fakrın seni nihayetsiz kudrete, rahmete raptedip Kadir-i Rahim'in dergâhında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın aczi ve fakrı sonsuzdur. Nur Risalelerinde, “zulmetin nura ayna olması gibi”, insandaki bu acizliğin ilahî kudretin tecellisine, fakrın ise ilahi rahmetin tecellisine bir vesile olduğu sıkça ders verilir. Acz ve fakrımızı Allah’a karşı hissetmemiz gerektiğine de ayrıca dikkat çekilir.
Biz neye muhtaç isek onun fakiriyiz ve neyi yapmaya güç yetiremiyorsak onun aciziyiz. Bu nazarla bakıldığında, insanın aczinin de fakrının da sonsuz olduğu anlaşılır.
Özet olarak arz edelim:
İnsan göz yapamaz, bundan acizdir, göze ihtiyacı vardır, onun fakiridir. O halde saçımızdan tırnağımıza, havadan suya, meyvelerden sebzelere, güneşten aya, tâ cennet bahçelerine kadar her şeye muhtacız, bütün bunların fakiriyiz ve bütün bu ihtiyaçlarımızı kendi gücümüzle görmekten de çok uzağız, hepsine karşı aciziz. İşte kendini ve haricindeki âlemi bu nazarla seyreden insanın kalbi Rabbine karşı sonsuz bir muhabbetle ve haşyetle dolar.
Peygamber Efendimiz (asm.)'in “Fakrım benim fahrimdir.”(1) hadis-i şerifini de bu nazarla değerlendirmek gerekir. O halde, insan kendi aczini ne kadar fazla hissederse Allah (c.c.)’a o kadar fazla sığınır. Yine kendi fakrını ne denli hissederse, Rabbinden o kadar fazla rahmet diler. Bu ruh haletini taşımak, Allah’ın rahmetinin celbine vesile olması cihetiyle insan için büyük bir şefaatçi, büyük bir kuvvet menbaıdır.
(1) bk. Aclûnî, II, 87.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar