"Bil ey mütefekkir-i müteharri, fakat mütehayyir! Senin, bir şeyin hakikatini veya hikmetini araştırırken, ilmin nihayete ererse..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Bil ey mütefekkir-i müteharri, fakat mütehayyir! Senin, bir şeyin hakikatini veya hikmetini araştırırken, ilmin nihayete ererse veyahut bir şeyde nihayetsizlikten bir cihet görürsen; o zaman sen, hakka ve hakikata yakın olduğun için, Allah'a hamd ile tesbih et! Zira mechuliyet ve sonsuzluk ise, Cenab-ı Hakk'ın rububiyet-i mutlakasının hudud-u tasarrufuna iki ünvan ve iki alâmet olarak nasbedilmişlerdir."(1)

Ey hayret ile kainatı tefekkür eden ve araştıran mütefekkir. İlmin bir yerde son bulursa ya da tefekkür etmeye çalıştığın mana ve ilimlerin sonu gelmezse, bil ki bu Allah’ın rububiyetinin sonsuzluğundan dolayıdır. Onun rububiyeti sonsuz olduğu için, sen cüzi ilmin ve nazarın ile o rububiyeti ihata ile temaşa edemezsin.

Cehalet, insan ilminin sonsuz rububiyet karşısında aciz kalması ve bir yerde tıkanmasıdır. Sonsuzluk kavramı ise insana acizliğini ve cahilliğini hatırlatan önemli bir işaret taşıdır.

İnsan ilminin bittiği ve tefekkürünün tükendiği yerde, Allah'a hamd ile tesbih etmekle mükelleftir.

İnsanın aklı, ilmi ve tefekkür kapasitesi sınırlı iken Allah’ın isim ve sıfatlarının tecellisi sonsuz ve sınırsızdır. İnsan sınırlı aklı ile ilahi sonsuz sıfatları ve tecellilerini kuşatamayacağına göre, cehil ve acizlik burada başlıyor. Karanlık nasıl ışığın değer ve kıymetini gösteren bir kıyas aracı ise, insanın cehaleti ve acizliği de Allah’ın kemal sıfatlarını gösteren birer kıyas araçlarıdır.

1) bk. Mesnevi-i Nuriye, (trc. Badıllı).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...