"Bir bahçede çürük bir elma bulunmakla bahçeye zarar vermez. Bir hazinede silik para bulunmakla, hazineyi kıymetten düşürtmez." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bu prensib, ehl-i tetkik ve ehl-i insafa hitab eden bir düsturdur. Yoksa niyeti halis olmayan, insafsız ve muzır adamlara bu düsturlar kâr etmez. Onlar hücum ve taarruzlarını kasıtlı ve bilerek yapıyorlar. Böyle heriflere, böyle latif ve nuranî kaideler tesir etmez. “Onları Allah ıslah etsin, ıslahı kabil değilse bildiği gibi yapsın” deyip, fazla üstünde düşünmemek ve durmamak gerekir.
“Arkadaş! Nefsin vücudunda bir körlük vardır. O körlük vücudunda zerre-miskal kaldıkça hakikat güneşinin görünmesine mâni’ bir hicab olur. Evet, müşahedemle sabittir ki; kat’î, yakînî bürhanlar ile deliller dolu olan büyük bir kalede, küçük bir taşta bir zafiyet görünürse, o kör olası nefis o kaleyi tamamen inkâr eder. Altını üstüne çevirir. İşte nefsin cehaleti, hamakati, bu gibi insafsızca tahribattan anlaşılır.” (Mesnevi-i Nuriye)
Nefsin fıtratında küçük bahanelerle ve basit sebeplerle hakikati görmezlikten gelmek vardır.
Nefsin bu körlüğü insanları değerlendirmesinde de kendini gösterir. Uhuvvet Risalesi’nde güzelce beyan edildiği gibi, bir mü’minin imanı Kâ’be hürmetinde, İslamiyeti Uhud Dağı azametinde olduğu halde, nefis o insanın işlediği bir kusuru bahane ederek bu hakikatleri görmez ve ona düşmanlık edebilir. Bu vesileyle, Üstad Hazretlerinin verdiği şu güzel misali de hatırlayalım:
“Nasıl bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa bir dağı setreder, göstermez. Öyle de, insan, garaz damarıyla, sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenâtı örter, unutur, mü’min kardeşine adâvet eder, insanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesat âleti olur.” (Lem’alar)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü