Birinci Söz'de, “En makbul bir şefaatçi acz ve fakrdır.” denilirken, İhlas Risalesi'nin başında da ihlas için aynı ifade mevcuttur. İkisi arasında nasıl bir ilişki vardır?
Değerli Kardeşimiz;
"İnsanlar helâk oldu, âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu, ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu, ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar."(1)
Hadisten de anlaşılacağı üzere ihlâs, ilim ve amelin bir neticesi ve meyvesi hükmündedir.
Kim olursa olsun, önce ilim basamağını, sonra amel basamağını ve en sonunda da ihlâs basamağını çıkıp maksuda ulaşabilir. Yoksa ilim, amel ve ihlâs üçlüsünü birbirinden ayrıştırmak mümkün değildir. Hiç ilmi olmayan amel edemez, amel edemeyen de ihlâsa erişemez.
İslamî ilimler içinde en mühim olanı imana ve akaide dair olan ilimlerdir. Sonra diğer İslamî ilimler gelir. Risale-i Nurlardaki iman ilminin özü ve temeli de acz ve fakrdır. İnsan tefekkür ile acz ve fakrını anlar, sonra bütün kâinatın acz ve fakrını görür, ondan sonra hakikî marifete intikal eder. Hakikî marifet de insanı ihlâsa götürür.
İhlâs, iman ve amelin bir neticesi, iman da acz, fakr ve tefekkürün bir neticesi olmasından dolayı, iki cümle arasında bir tenakuz yani zıtlık yoktur. Yani acz ve fakr içinde zımnî olarak samimî bir ihlâs vardır. Zaten ihlâsın bulunmadığı bir şeyde de hayır yoktur.
(1) bk. Lem'alar, Yirminci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Haksızlar dahi, haksızlıkları içinde gösterdikleri ihlâs ve samimiyet yüzünden kuvvet kazanıyorlar." bu cevaba göre bu sözü nasıl anlamalıyız. Haksızların ilim ve amelinin mahiyeti nedir ? Ayrı bir soru olarakta cevaplanabilir fakat bu konuyla ilgili olduğundan böyle uygun olduğunu düşündüm. Dilerseniz ayrı bir soru olarakta sorabilirim. Cevabınız için Allah razı olsun.
Burada nazara verilen mana, bir işte samimi ve içten çalışmadır. Yapılan iş hayırlı bir iş olmayabilir, hatta işi yapan da hayırlı bir adam olmayabilir. Ama iş yapılırken, samimiyet ve içtenlik varsa, bu başarıyı beraberinde getirir.
Burada elbette ilim ve amel vardır. Bir işi bilmeyen bir adam ne kadar samimi olursa olsun, başaramaz. İşin ilmini biliyor ve ayrıca samimiyet varsa, bu durum başarıyı getirir demektir.