Tam bir ihlasa nasıl muvaffak olabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
İhlas, en kısa tarifi ile amelimizde rıza-yı İlâhîyi esas tutmaktır. Yani bir işi veya bir ameli sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapmaya ihlas deniyor. Bu, farz-nafile fark etmez. Hatta ihlaslı nafile bir ibadet, gösteriş için yapılan farz bir ibadetten daha üstün ve daha kıymetli olabilir.
"İnsanlar helâk oldu, âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu, ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu, ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar."(1)
Bu hadiste Peygamber Efendimiz (asm) insanların elendiği büyük bir elekten bahsediyor. Bu elek üç merhalesi olan bir elektir.
Bu eleğin birinci merhalesi; ilimdir. Yani insanların ilk imtihan olduğu ve elendiği husus ilimdir. "İnsanların hepsi helak oldu, âlimler müstesna" derken; imana ve ibadete dair ilimleri bilenler, bilmeyenlerden ayrıştı, bilenler birinci merhale olan ilim eleğinden geçtiler, bilmeyenler ise daha birinci merhalede ayıklanıp savruldular. Bu ilim eleğini geçmeden, diğer merhalelere geçmek mümkün değildir.
Eleğin ikinci merhalesi ise; amel eleğidir. İlim eleğinden geçenler, ikinci bir ayıklama kabinine gelmişlerdir. Şayet ilimleri ile amel etmiyor iseler, yani bildiklerini hayatlarına tatbik etmiyorlarsa, bu sefer amel eleğinde takılıp kalıyorlar. Ve buradan geçemedikleri için, bunlar da helak olup gidiyorlar. Demek ilim tek başına kurtulmaya yetmiyor, bunun yanında amel ve ibadet de gerekir.
Eleğin üçüncü merhalesi ise; ihlas eleğidir. İlim ve amel eleğinden geçenlerin karşısına üçüncü ve en çetin olan ihlas eleği geliyor. Bu elekte samimiyet test ediliyor. Yani ilmi ile amil olanların niyetinde Allah rızası mı galip, yoksa başka hesaplar mı var? İşte bu elekte bunlar tespit ediliyor. Şayet ilim ve amelimizde Allah rızasından başka menfaat ve maksatlar varsa, bu elek bizi ayıklayıp helakete atıyor. Namazla ilgili bilgileri öğrendim ve bu bilgileri amele döktüm; ama niyet ve maksadımda Allah rızası değil de, başka gaye ve maksatlar var, o zaman bu namaz benim helaketim olur.
Dördüncü merhale ki; bu merhale artık ilim, amel ve ihlas eleğinden geçip, Allah’ın rızasına ulaşma merhalesidir. Lakin bu merhaleye ulaşmakla iş bitmiyor, bundan sonra bu kazanılan merhalenin muhafaza edilmesi gerekiyor ki; bu da büyük bir tehlikesi olan bir makamdır, her an ayak kayabilir. Bu yüzden, çok dikkatli ve teyakkuz içinde olmak gerekir.
Bu dördüncü merhaleye ermiş ihlaslı kulların da manevi mücahedelerinin devam etmesi için onlarda mecazî nefs-i emmare devreye giriyor. Bu mecazî nefis hakkında Üstad hazretleri şöyle buyuruyor:
“Bir zaman evliya-i azîmeden nefs-i emmaresinden kurtulanlardan birkaç zâttan, şiddetli mücahede-i nefsiyeler ve nefs-i emmareden şekvalarını gördüm. Çok hayret ediyordum. Hayli zaman sonra, nefs-i emmarenin kendi desaisinden başka, daha şiddetli ve daha ziyade söz dinlemez ve daha ziyade ahlâk-ı seyyieyi idame eden ve heves ve damar ve a’sab, tabiat ve hissiyat halitasından çıkan ve nefs-i emmarenin son tahassüngâhı bulunan ve nefs-i emmareyi tezkiyeden sonra onun eski vazife-i seyyiesini gören ve mücahedeyi âhir ömre kadar devam ettiren bir manevî nefs-i emmareyi gördüm. Ve anladım ki, o mübarek zâtlar hakikî nefs-i emmareden değil; belki mecazî bir nefs-i emmareden şekva etmişler.”
Mecazî nefs-i emmare ise, hakikî nefsin terbiye ve ıslahından sonra devreye giren ve insanın tekemmül ve terakkisini temin eden ayrı bir nefistir. Bu nefis insandaki heves, damar, âsab, tabiat ve hissiyat karışımından ortaya çıkan bir duygudur. Nefs-i emmerenin vazifesini aynı ile belki daha şiddetli olarak devam ettiriyor.
(1) bk. Lem'alar, Yirminci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Bu eleğin birinci merhalesi; ilimdir. Yani insanların ilk imtihan olduğu ve elendiği husus ilimdir."İnsanların hepsi helak oldu, alimler müstesna." derken; imana ve ibadete dair ilimleri bilenler, bilmeyenlerden ayrıştı, bilenler birinci merhale olan ilim eleğinden geçtiler, bilmeyenler ise daha birinci merhalede ayıklanıp savruldular. Bu ilim eleğini geçmeden, diğer merhalelere geçmek mümkün değildir." diyorsunuz,peki cahil olanlar alimlerden fazla, fakat cennette alim olmayanlar da olucak. Şunu nasıl anlamalıyız? teşekkürler.
Cahiller cehaletinin cezasını çekecekler ondan sonra cennete girecekler demektir. Cehalet ile direk cennete gitmek zor. Ceza bazen kabirde olur bazen mahşerde olur bazen sıratta olur bazen cehennemde olur. Ehlisünnet alimleri cehaleti günah ve cürüm olarak görüyorlar. Helak oldu ifadesi bütünü ile kafir oldular anlamına gelmiyor.