Birinci Söz
İçerikler
-
Üstadımız okuyucusuna “Ey kardeş!” diye hitap ediyor. Eskiden mürşitlerin hitaplarında daha sert ve muhatabı sarsıcı ifadelerin kullanıldığını biliyoruz. Üstadımızın yumuşak ve onure edici hitapları seçmesinin hikmeti nedir?
-
Üstadımız ilk sözde bir askeri muhatap alıyor. Bunun meslekle mi yoksa şahsın kendisiyle mi alakası vardır?
-
Üstadımızın, nefsini herkesten ziyade öne almasının hikmeti nedir?
-
"Vaktiyle sekiz ayetten istifade ettiğim sekiz sözü..." ifadesine göre; Küçük Sözlerin her birine işaret eden ayetleri yazar mısınız?
-
İlk sekiz sözdeki (Birinci Söz-Sekizinci Söz) hakikatlerin özellikle “kısaca ve avam lisanıyla” nazara verilmesinin hikmeti nedir?
-
"Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız." Birinci Söz ve On Dördüncü Lem'a'nın İkinci Makamı'nı ele alırsak, özet olarak ne söylenebilir?
-
"Bismillah her hayrın başıdır." ifadesi hadis midir?
-
"Bismillah her hayrın başıdır." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Bismillah her hayrın başıdır." deniyor. Bu durumda "besmele"siz başlayan işlerin hepsi hayırsız mıdır?
-
Üstad neden "Bismillah her hayrın başıdır." diyerek izah yapıyor, "Bismillahirrahmanirrahim" denilse daha iyi olmaz mıydı?
-
Üstad "Bismillah her hayrın başıdır." diyor. Buradan "Hayırlı işlere başlarken bismillah çekmek şarttır." anlamı çıkarmak mümkün müdür?
-
Üstad "Bismillah her hayrın başıdır." diyor; oysa namaza başlarken "Allahu Ekber" ve "Sübhaneke" ile başlıyoruz. Nasıl anlamalıyız?
-
Birinci Söz'de "Bismillah her hayrın başıdır." deniliyor. Bazen besmeleyle başladığımız işlerden hayır görmediğimiz de oluyor; bunu nasıl yorumlarsınız?
-
"Bismillah her hayrın başıdır." ifadesi için şöyle denebilir mi: Bir şeyin vücudu için en önemli şey baştır. Peygamber Efendimiz de işlere besmele ile başlanmazsa noksan kalacağını ifade ediyor. Besmele çektikten sonra, devamı, kolaydır denebilir mi?
-
"Biz dahi ona başlarız" denilip neden "Biz dahi onunla başlarız" denmiyor? Buradaki "Biz"den kasıt kimler olabilir?
-
Besmeleye “İslâm nişanı” deniliyor. Acaba diğer dinlerde besmele yok muydu?
-
"Şu mübarek kelime, İslâm nişanı olduğu gibi..." Bismillah'ın, İslam nişanı olmasını nasıl anlamalıyız?
-
"Şu mübârek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudâtın lisân-ı haliyle vird-i zebânıdır." Bu manayı izah eder misiniz?
-
"Bütün mevcudatın lisan-ı hâliyle vird-i zebanıdır." Bismillah'ın, bütün mevcudat tarafından sürekli söylendiğini nasıl anlayabiliriz?
-
Bismillahın "tükenmez kuvvet ve bitmez bir bereket" olması nasıl oluyor; nasıl anlayabiliriz?
-
"Bismillah, ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen şu temsili hikayeciğe bak dinle." Burada söylenen "bereket", temsilin hangi cümleleriyle açıklanmıştır?
-
Birinci Söz'deki ve benzer temsilleri okurken; eğer biz baştan her şeyin Allah'ın kudretiyle olduğunu kabul etmişsek, temsil doğru olmaz. Çünkü temsildeki reis de hakikatte etkisizken, etkili olduğu öngörülüyor. Dolayısıyla yanlış hüküm çıkmaz mı?
-
"Bedevî Arap çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki..." Buradaki "Arap" ve "Bedevi" ifadeleri ile ne kastediliyor?
-
"Yoksa tek başıyla, hadsiz düşman ve ihtiyacâtına karşı perişan olacaktır." Bu cümlede neden "tek başıyla" diyor Üstad, insanların aileleri cemiyetleri vs. var?
-
Birinci Söz'de geçen, “katıu't-târik” ifadesini izah eder misiniz?
-
"Bir çadıra girse, o nam ile hürmet görür." Burada bahsi geçen "çadır", hakikatte ne oluyor, neye işarettir?
-
Allah'a dayanmanın, zor işlerin gerçekleşmesi için besmele lüzumu anlaşılır bir durum. Hayırlı işlere besmele ile başlamanın dini bir emir olması bir tarafa, basit işler için de mesela yemek yemek gibi işlerde besmele çekilmesinin hikmeti ne olabilir?
-
"Allah'ın adı ile hareket eden; şakîlerin şerrinden kurtulup hâcâtını tedarik edebilir." Besmele çekip, dua etmeme rağmen patronumun taahhüt ettiği maaşı bile isteyemiyorum, ne dersiniz?
-
Birinci Söz'de, "bismillah" demeyip, Allah namına hareket etmeyenlerin perişan olacakları yazılıdır. Fakat hayatta bunun tersini görüyoruz, nasıl izah eder siniz?
-
Besmele nedir? Kainatta cereyan eden hadiseler arasında bir bağ mıdır, bir kalıp mıdır; insandaki sayısız cihazları çalıştıran elektrik gibi midir?
-
Birinci Söz'de, bu dünyaya "bir çöl" deniyor. Dünya hangi nefis için bir çöldür?
-
Birinci Söz'e göre, insanın çok aciz ve fakir yaratılışı ile besmele ilişkisini açıklar mısınız?
-
Farklı yerlerde “aciz ve perişan” olarak bahsedilen mahlukatın, Birinci Söz'de “bismillah” diyerek harika işlere mazhar olduklarını söyleniyor. Birbirine zıt bu ifadeler nasıl anlaşılmalıdır?
-
İnsanoğlu dışındaki bütün mevcudatın “bismillah”a ihtiyacı ne çeşit olabilir? Yani insanın irade ve akıl sahibi olmasıyla her şeyde yaradanını anmak ve hatırlamak ihtiyacı duyması elzemdir. Fakat diğer şuursuz mevcudat “bismillah”a ihtiyaç duyar mı?
-
Birinci Söz'de geçen, “kâinatın dilenciliği” ifadesi ile “Hakim-i Ezeli” ve “Malik-i Ebedi”, ifadelerini izah eder misiniz?
-
"Şu sahrânın Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al. Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın." Burayı ve “askere kaydolma”yı nasıl anlamalıyız?
-
Birinci Söz'de geçen, "nihayetsiz aczin ve fakrın" deniyor; acz ve fakrımız nelerdir? "...Ta bütün kainatın dilenciliğinden kurtulasın" sözünden ne anlamalıyız?
-
Sahib-i Kâinatın ismini alan kimselerin, “her hadisatın karşısında titremeden kurtulması” her zaman olmuyor. O halde kâinat sahibinin ismini almayı nasıl anlayacağız?
-
"Evet, bu kelime öyle mübarek bir definedir ki, senin nihayetsiz aczin ve fakrın, seni nihayetsiz kudrete, rahmete..." Buradaki “define” ifadesini nasıl anlayabiliriz?
-
"Evet, bu kelime öyle mübarek bir definedir ki, senin nihayetsiz âczin ve fakrın; seni nihayetsiz kudrete, rahmete raptedip Kadir-i Rahim’in dergâhında âczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Senin nihayetsiz aczin ve fakrın seni nihayetsiz kudrete, rahmete raptedip Kadir-i Rahim'in dergâhında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar." İzah eder misiniz?
-
"Senin nihayetsiz âczin ve fakrın; seni nihayetsiz kudrete, rahmete raptedip..." Burada aczin kudrete, fakrın rahmete tekabül etmesinin nedeni nedir?
-
Kadir ve Rahim isimlerine intisab ile hür irademizin devreye girmesi arasında nasıl bir ilişki vardır? Birinci Söz bu durumun sırrını nasıl izah ediyor?
-
Birinci Söz'de, “En makbul bir şefaatçi acz ve fakrdır.” denilirken, İhlas Risalesi'nin başında da ihlas için aynı ifade mevcuttur. İkisi arasında nasıl bir ilişki vardır?
-
"Bütün mevcudat lisan-ı hâl ile “Bismillah” der. Öyle mi?.. Bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı." İzah eder misiniz?
-
"Nasıl ki, görsen, bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı. Yakînen bilirsin, o adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor." cümlelerini izah eder misiniz?
-
Birinci Söz'de anlatılan Allah'ın ilmi ve kudretini anlıyorum fakat "cebren" kelimesinin kullanılmasını anlayamadım. Yani zorla mı demek isteniyor?
-
"Zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek her bir ağaç Bismillah der." ifadesini nasıl anlamalıyız?
-
"Çekirdekler dağ gibi yükleri kaldırıyorlar" ne demektir? Ağaç, köklerinin üzerinde durmuyor mu?
-
İnek, deve, keçi, koyun gibi hayvanlara neden "mübarek" sıfatı kullanılmış? Bunların dışındakiler mübarek değiller mi?
-
"Her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar bismillah der..." Mübarek olmayan domuz, yılan gibi hayvanlar da "bismillah" diyorlar mı?
-
"Bizlere Rezzâk nâmına en latîf, en nazîf, âb-ı hayat gibi bir gıdâyı takdim ediyorlar." cümlesini açıklar mısınız; “âb-ı hayat” ne demektir?
-
Ağaç kökünün, “bismillah” diyerek en sert kaya ya da taşları deldiği söyleniyor. Ancak şu an ağaç kökleri taşları delmiyor, önüne çıkarsa yön değiştiriyor. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
-
Ağaçların ipek gibi yumuşak kök ve damarlarının sert olan toprağı ve taşları delmesini, biyoloji uzmanları enzimlerle izah ediyorlar. Dolayısıyla besmele ile irtibatı nedir?
-
Ağaçların dallarının havada intişarıyla, köklerinin yerde intişarı aynı suhulet ve kolaylıkla oluyor. Burada başka hakikatlere bir işaret var mıdır?
-
"Havada dalların intişarı ve meyve vermesi gibi, o sert taş ve topraktaki köklerin kemâl-i suhuletle intişar etmesi ve yeraltında yemiş vermesi..." Burayı nasıl anlamalıyız; çekirdek yer altında çürüyüp, yeryüzünde yemiş vermiyor mu?
-
Yaprakların sıcaklığa, köklerin sert taşlara mukavemeti mucize midir? Peygamberlerdeki mucizelerle mahlukattaki mucizeler arasında farklar var mıdır?
-
Birinci Söz'deki, yaprakların kurumamasında hiçbir maddi sebep yok mu? Tabiiyyuna neden tokat vuruyor? Çünkü muhal de olsa o sebebe yapışabilirler; burada hiçbir sebep yokmuş gibi anlatılıyor...
-
"Tabiiyyunun ağzına şiddetle tokat vuruyor, kör olası gözüne parmağını sokuyor ve diyor ki: 'En güvendiğin salabet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki...'" Tabiiyyunlar neden en çok salabet ve hararete güvenirler?
-
"En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki..." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Vur asânı taşa", "Ey ateş, serin ve selâmetli ol." Bu iki ayet peygamber mucizesini anlatıyor. Hz. İbrâhim ve Hz. Mûsâ (as) ile alakalı âyetlerin “besmele” bahsinde geçmesinin hikmeti nedir?
-
"Birer âzâ-yı İbrahim (a.s.) gibi, ateş saçan hararete karşı يَا نَارُ كُونِى بَرْداً وَسَلاَماً âyetini okuyorlar." Azaların ayet okumalarını nasıl anlayabiliriz?
-
Her şeyin "bismillah" deyip Allah namına, Allah’ın nimetlerini getirip bize verdiğini nereden anlıyoruz?
-
"Biz dahi, 'Bismillâh' demeliyiz. Allah nâmına vermeliyiz. Allah nâmına almalıyız. Öyle ise, Allah nâmına vermeyen gàfil insanlardan almamalıyız." Besmeleyi dil ile söylemediğimiz zaman, Allah namına alıp vermiş olmaz mıyız?
-
"... Öyle ise, Allah nâmına vermeyen gafil insânlardan almamalıyız." sözünün tam olarak neyi ifade ettiğini, bir emir mi yoksa bir tavsiye mi olduğunu izah eder misiniz?
-
"Evet, o Mün’im-i Hakikî, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir." ifadesini izah eder misiniz?
-
"...Biri zikir, biri fikir, biri şükür." ibaresindeki "şükür" nasıl olmalıdır? Her insanın maddi durumu, boş vakti, sağlığı, zamanı, sosyal hayatı farklıdır. Bütün bu durumları göz önünde tutarsak, tam hakkıyla şükür nasıl eda edilebilir?
-
"Ortada, bu kıymettar harika-i san’at olan nimetler Ehad, Samed’in mucize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir." Üstad niye "Ehad ve Samed" isimlerini kullanmıştır, Rahman, Rezzak, Kerim gibi bir isim kullanılamaz mıydı?
-
Birinci Söz'de zikir, şükür ve fikir ile mukabelede bulunmamız gerektiği söylenirken, fikir ortada olmasına rağmen, sıralamada neden üçüncü olarak zikredilmiş?
-
Zikir, fikir, şükür meselesini, sadece yiyecek gibi nimetler için mi anlamak gerekir? Ayrıca bu kavramları açar mısınız?
-
Birinci Söz'ün sonunda "Allah namına ver, Allah namına al" deniliyor. Ancak bazen alan da veren de Allah'ı hatırına getirmiyor. Böyle durumlarda ne yapmalıyız?
-
Birinci Söz'deki "Allah için yapmak" ibaresini nasıl anlamalıyız; Allah'ın bizim ibadetlerimize ihtiyacı yok? Bir de Allah için veya Allah rızası için yaparsak, ihlaslı olur muyuz, karşılık bekleniyor gibi?
-
Allah namına vermek, almak, başlamak ifadelerini anlıyorum. "Allah namına işlemek" ifadesini biraz açar mısınız?
-
Birinci Söz'deki izahata göre; "Bismillah" zikrindeki maksat ne olabilir?
-
Birinci Sözü hayatımıza nasıl tatbik edebiliriz?