"Bu asrın acip bir hassasıdır... Musibet-i âmmenin devamına ve idamesine, belki teşdidine kader-i İlâhiyeye fetva verirler; “Biz buna müstehakız” derler." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Birincisi: Bu asrın acip bir hassasıdır. Bu asırdaki ehl-i İslâmın fevkalâde safderunluğu ve dehşetli cânileri de âlicenâbâne affetmesi; ve bir tek haseneyi, binler seyyiatı işleyen ve binler mânevî ve maddî hukuk-u ibâdı mahveden adamdan görse, ona bir nevi taraftar çıkmasıdır. Bu suretle, ekall-i kalîl olan ehl-i dalâlet ve tuğyan, safdil taraftarla ekseriyet teşkil ederek, ekseriyetin hatâsına terettüp eden musibet-i âmmenin devamına ve idamesine, belki teşdidine kader-i İlâhiyeye fetva verirler; “Biz buna müstehakız” derler." (Kastamonu Lâhikası, 19.Mektup)

Bu zaman Müslümanları, çeşitli sebeplerden dolayı doğru ve yanlışı ayıramayacak kadar aldatılmaya müsait ve safderun bir hale gelmişler. Bir insanı mahkum ederken iyilik ve kötülükleri tartılır, şayet iyi yönü ağırsa ona iyi insan denilir, kötü yönü ağırsa ona da kötü insan denilir. Günümüzdeki bazı saf Müslümanlar her yönü ile zalim ve cani insanlarda, birkaç iyi yön gördüğü zaman hemen yelkenleri suya indiriyor ve ona taraftar oluyor, bu zalim ve cani adamı iyiler sınıfından sayıp lehinde dua ediyor.

Avam olan bu safdil Müslümanlar, taraftarlık ve duaları ile azınlıkta ve zayıf olan ehl-i dalalet ve bozguncuları hem kuvvetlendiriyor hem de onların yapmış oldukları hata ve zulümlerin devamına ve şiddetlenmesine sebep oluyorlar. Allah da bu saçma ve yanlış aldanmaya ceza olarak o zulüm ve hataların devamını irade ediyor. Demek dünyadaki zulüm ve yanlışların devamında ve şiddetlenerek artmasında safderun Müslümanların böyle bir hissesi oluyor. Bir zulmü işlemek ile ona taraftar olmak arasında pek bir fark olmadığı için, zulüm işlemediği halde zulme taraftar olanlar taraftarlıkları ile zulmün devamına fetva vermiş oluyorlar.

Bu yüzden, Müslümanlar uyanık olup, her yönü ile zalim ve sapkın kişilerde güzel birkaç haslet görmek ile ona iyi deyip taraftar olmamak gerekir. Onun hidayeti için dua etmek ile ona manen taraftar olup, muvaffakiyeti için dua etmek çok farklı şeylerdir.

Mesela, Firavun'un imana ve hidayete gelmesi için dua edilebilir, ama birkaç iyi hasletinden dolayı ona muvaffakiyet için dua edilmez. Cemiyetin böyle zalimlere muvaffakiyet için dua etmesine ceza olarak, Allah’ın o zulmün devamına müsaade etmesi “Biz buna müstehakız, derler” ibaresini tefsir ediyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

mollakafası

"Avam" islam noktasında, yoksa diploması olan çok kişiler belki daha safderun.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...