"Elması bildiği (ahiret ve iman gibi) halde, yalnız zaruret-i kat’iye suretinde şişeyi (dünya ve mal gibi) ona tercih etmek ruhsat-ı şer’iye var." Ölçü nedir, herkes için aynı mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
“Evet, elması bildiği (ahiret ve iman gibi) halde, yalnız zaruret-i kat’iye suretinde şişeyi (dünya ve mal gibi) ona tercih etmek ruhsat-ı şer’iye var. Yoksa, küçük bir ihtiyaçla veya hevesle veya tamâh ve hafif bir korkuyla tercih edilse, eblehâne bir cehalet ve hasârettir, tokata müstehak eder.”(1)
Meşru manada insan dünyayı ahirete iki sebepten dolayı tercih edebilir. Birisi, ölüm tehlikesi, diğeri de bir uzvunu kaybetme tehlikesidir. Bu iki meşru sebep dışında hiçbir sebep dünyayı ahirete tercih etmeye izin vermez.
"Zaruret-i kat’iye", yani mecburi durumlar haramı helal, helali de haram kılar. Bu mecburi durum ise, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, ölüm tehlikesi ve bir âzanın kaybedilme tehlikesidir. Bu iki durum dışında dünyanın hiçbir sebebi, dünyayı dine tercih etmeye kâfi bir sebep değildir.
Meselâ, bir Müslüman asker düşman eline esir düşse ve düşman; "Dinini yalanlamazsan seni öldüreceğiz ya da bir uzvunu keseceğiz" dese, o asker hayatını ve uzvunu kurtarmak için dili ile dinini yalanlayabilir. İslam bu durumdaki bir Müslüman’a kolaylık vermiştir.
Ama ortada hiçbir ölüm tehlikesi ya da uzvu kaybetme durumu yokken, sırf işten atılırım endişesi ile namazı terk etse, bu caiz olmaz.
(1) bk. Kastamonu Lahikası, (19. Mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü