"Cenâb-ı Hak, bütün cüz ve cüz’îlerde sikke-i mahsusasını ve bütün küll ve küllîlerde has hâtemini vaz’ ettiği gibi, aktar-ı semâvat ve arzı,.." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"ALTINCI LEM’A: Cenâb-ı Hak, bütün cüz ve cüz’îlerde sikke-i mahsusasını ve bütün küll ve küllîlerde has hâtemini vaz’ ettiği gibi, aktar-ı semâvat ve arzı, hâtem-i vahidiyetle ve mecmu-u kâinatı sikke-i ehadiyetle mühürlemiştir." (1)

Allah, varlığını ve birliğini en küçük bir mahlûkun üzerinde gösterdiği gibi, bütün kâinatın üzerinde de göstermiştir. En küçük mahlûkun üzerindeki tevhid mührü ehadiyet ile ifade edilirken, kâinatın umumundaki tevhid mührü vahidiyet ile ifade edilmiştir.

Küll bütün, cüz ise o bütünün parçası demektir. Ağacın tamamı küll, bir dalı yahut yaprağı ise ondan bir cüz’dür. Ağacın tümü de, bir dalı yahut yaprağı da bütün bir kâinattan süzülmüştür.

Küllî kelimesi “nev’i” ifade eder, cüz’î ise o nev’in fertlerini. Yani küllî, bir şahs-ı manevînin ismidir, cüz’î ise o şahs-ı manevînin her bir ferdini ifade eder. Meselâ, insan kelimesi insan nev’inin bütün fertlerini içine alan küllî bir manaya delalet eder; her bir insan o küllî manaya sahip bir ferttir. Risale-i Nur’da “teşahhusattan mücerred bir mahiyet” ifadesi geçer. Bu ifade küllînin tarifi gibidir.

Bu konuda şöyle bir bilgi de veriliyor: Küllî ile cüz’î aynı isme sahiptirler; yani cüz’îye küllînin adı verilir. Ama cüz ile küll böyle değildir; cüz’e küllün ismi verilmez. Mesela, insan kelimesi bütün insanların ortak ismidir, her bir insana da insan denilir. Ama küllün parçalarına onun ismi verilmez ve insanın eline insan denilmez.

Vahidiyet: Küllî ve umumî tecelliyat; Ehadiyet ise, cüz’î ve hususî bir tecelliyattır.

Allah’ın ezelî, mutlak ve sonsuz kudreti için bir tek insanı yaratmakla bütün insanları yaratmanın bir farkı olmadığı gibi, haşirde bir tek insanı diriltmesiyle bütün insanları diriltmesi arasında da fark yoktur. “Küllî, cüz'î kadar kolaydır.” Nitekim bir ayette mealen şöyle buyurulur:

“Sizin yaratılmanız da (tekrar) diriltilmeniz de ancak bir tek kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir.” (Lokman Suresi, 28)

Bir tek insanın diriltilmesi ehadiyet, bütün insanların diriltilmesi vahidiyet misalidir. Bir tek insanın rızıklanması ehadiyete, bütün canlıların rızıklanması vahidiyete misaldir.

Bir çiçeğin üstüne vurulmuş tevhid mührü ehadiyeti, yeryüzündeki bütün çiçeklerdeki tevhid mührü de vahidiyeti ifade ediyor.

Hülasa; kâinatın umumunda azamet ve kibriya ile tecelli eden isim ve sıfatlar vahidiyet cihetiyle; onun küçük bir modeli hükmünde olan cüz’ündeki tecelliyat ise ehadiyet cihetiyle Allah’ın birliğini ifade eder.

Bununla beraber, “mecmu-u kâinatı” da çiçek gibi veya bir insan gibi düşünebilsek onda da sikke-i ehadiyet görünür. Ancak buna güç yetiremeyeceğimiz için aynı mühür her bir varlık üzerine de vurulmuştur.

“Kâinatı kim yaratmışsa, insanı onun sonuna bir mühür gibi vuran da odur.”

Bu mana, küçük çapta, her varlıkta okunur. Mesela meyve, ağaç mektubunun sonuna vurulmuş bir mühür gibidir. Ağacı yazan kim ise meyveyi yapan da odur. Kainat bir mektub gibi olup, içindeki herşey dahi o mektupta bir hatem ve mühür gibidir.

Sikke ise, "paranın üstüne vurulan damga" demektir. Bu damgada, paranın basıldığı sikkehane, yani matbaa da yazılıdır. Bir sikkehanede çok değişik paralar basılabilir, ama hangisine bakılsa, paranın basıldığı yer açıkça okunur.

"Sikke" kelimesi, bizi her biri diğerinden değerli olan mahlukat âleminde gezdirir. Bir tek çiçekte bile şu sikkeyi okuyabiliriz:

"Bu eser kâinat fabrikasında yapılmıştır."

Dünya dönmese, Güneş ışık vermese, hava bu çiçeği her yönüyle kuşatmasa, toprak ona saksılık etmese, su onun bünyesine girmese bu çiçek meydana gelemez.

(1) bk. Mesnev-i Nuriye, Lem'alar.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 12.599
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Adem68474

mecmu-u kâinatı sikke-i ehadiyetle mühürlemiştir... UMUMDA DAHA ZİYADE VAHİDİYET GÖZÜKMÜYOR MU izah edermisiniz

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Büyük bir oda odaya nispeten küçük bir kapı, kapıda küçük bir kilit ile kilitlenir. Küçük bir kilit koca odayı kilitlemiş olur. Kainat vahidiyetin tecelli ettiği azametli bir oda kainat odasında ki küçük şeyler mesala karınca da ehadiyetin tecelli ettiği kilit hükmündedir. Allah kainat odasını küçük şeylere vurmuş olduğu ehadiyet kilitleri ile koruyor. Akıl odada dolaşırken küçük şeyleri önemsiz görüp şirke düşmesin. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...