"Kudret-i İlahiye, âlem-i ekberde haşmet-i rububiyetini gösteriyor. Rahmet-i Rabbâniye ise, âlem-i asgar olan insanda nimetleri tanzim ediyor." İzah eder misiniz? Âlem-i asgarda Kudret-i Rabbaniyenin tezahürü görünmüyor mu?
Değerli Kardeşimiz;
Allah bütün âlemlerin Rabbidir. Büyükleri de terbiye eden odur, küçükleri de. Ancak, büyük cirimlerde evvela celal ve azamet nazara çarparken, küçük canlıların terbiyelerinde cemal ve rahmet manası ön planda görülür. Küçük mahlu klarda cemal hâkimdir ve onlar her şeyleriyle kudret-i Rabbaniye tarafından yaratılmış ve rahmet-i ilahiye ile kendi mahiyetlerine en uygun cihazlarla donatılmışlardır. Bir tek küçük canlının da hizmetine bütün bir kâinat verilmiştir. Onun görmesine Güneş hizmet etmekte, rızıklanması için hava, su ve sair unsurlar birlikte çalışmaktadırlar.
"Demek, Bismillâhirrahmânirrahîm, sahife-i âlemde bir satır-ı nuranî teşkil eden üç sikke-i ehadiyetin kudsî ünvanıdır ve kuvvetli bir haytıdır ve parlak bir hattıdır. Yani, Bismillâhirrahmânirrahîm, yukarıdan nüzul ile semere-i kâinat ve âlemin nüsha-i musaggarası olan insana ucu dayanıyor. Ferşi Arşa bağlar, insanî arşa çıkmaya bir yol olur." (Lem'a, On Dördüncü Lem'a, İkinci Makam.)
Bismillâhirrahmânirrahîm'deki Allah, Rahman ve Rahim isimlerinin kâinattaki tecellisi büyükten küçüğe bir tevhid mührüdür.
Allah ism-i Celili bütün kâinattaki unsurların kendi aralarında olan yardımlaşma, dayanışma, kucaklaşma ve cevaplaşma gibi fiillerin dili ile Allah'ın birliğini ve tevhid sikkesini temsil ve ilan eder.
Rahman ismi de dünyadaki bitki ve hayvan taifesinin tedbir ve terbiye edilmesinde benzerlikler, birbiri ile olan uyumluluk, intizam, insicam, lütuf gibi icraatların dili ile Allah'ın birlik ve tevhid mührüne işaret eder.
Rahim ismi ise, insanın geniş mahiyetindeki rahmet, merhamet ve şefkat gibi tecellilerin ve fiillerin dili ile Allah'ın birlik ve tevhid mührüne bakar.
Yani tevhidin üç büyük mührü kâinat, dünya ve insan üzerine vurulan mühürleridir.
Bunu şöyle bir temsil ile akla yaklaştıralım:
Kâinat okyanus, dünya deniz, insan ise bir avuç su olsun. Her birine kelime-i tevhid yazısını yazalım. Okyanusa dev ve büyük harflerle tevhid kelimesini yazdık ve altına dev bir mühür vurduk, okumak için bütün okyanusu kuşatacak gözün olacak, ya da okyanusu kapsayacak bir mevkiye çıkmak lazım; bu da herkese mümkün değildir.
Dünyayı temsil eden denizin üstüne orta boyda harflerle tevhid yazısını yazdık ve altına mührünü bastık, bunu da okumak ve ihata etmek çok zordur, küllî bir nazar lazımdır.
Ve üçüncüsü insanı temsil eden bir avuç suyun üstüne bir kelime-i tevhid yazdık, bunu herkes rahatlıkla okuyabilir ve mührü görebilir.
Bu üç mührü ve tevhid kelimesini okumak; aşağıdan yukarı doğru olmalıdır, yukarıdan aşağıya okumak ve görmeye çalışmak çok zordur. Bir avuç suda yazılan tevhid kelimesi ehadiyeti temsil eder, okyanusta yazılan tevhid ise vahidiyeti temsil eder.
Hülasa olarak; üç sikke-i ehadiyet, kâinatta Allah isminin tecellisi, dünyada Rahman isminin tecellisi ve insanda Rahim isminin tecellisi suretinde vurulan; birlik ve tevhid mühürleri mânasındadır. Bu üç ismin temsil ettiği tecelliler; tevhidin kâinat, dünya ve insan sayfalarında nuranî birer satırlarıdırlar.
Büyük âlem olan dünya ve kâinatta Cenab-ı Hakk’ın kudret ve haşmeti parlarken, bütün âlemlerin küçük bir misali olan ve modeli olan insanda ise Allah’ın rahmet ve şefkati parlıyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü