Cennette dünyadaki gibi bir libas mı giyineceğiz, yoksa daha farklı bir şey mi, konu hakkında bilgi verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Orada canların çekeceği, gözlerin zevk alacağı her şey vardır." (Zuhruf, 43/71)
“Cennet ehli kılsızdırlar, sakalsızdırlar, siyah kirpiklidirler. Gençlikleri bitmez. Elbiseleri eskimez.” (Camiü`s-Sağir, 2/707)
Bu ayet ve hadisten açıkça anlaşılan mana; cennet ehlinin kendilerine mahsus bir elbiselerinin olacağıdır. Lakin cennet nimetleri ile dünya nimetleri arasında azim bir fark olacağı için, cennet elbiselerini dünya elbiselerine kıyas etmek doğru olmaz. Cennet nimetleri cennete layık bir kıvamda ve güzellikte olacaktır. Nitekim Üstad Hazretleri de cennette elbisenin olacağını kabul edip şu şekilde ifade ediyor:
"Sual: Ehâdiste denilmiş: 'Huriler yetmiş hulleyi giydikleri halde, bacaklarının kemiklerindeki ilikleri görünüyor.' Bu ne demektir? Ne manası var? Nasıl güzelliktir?"
"Elcevap: Manası pek güzeldir ve güzelliği pek şirindir. Şöyle ki:"
"Şu çirkin, ölü, câmid ve çoğu kışır olan dünyada hüsün ve cemal, yalnız göze güzel görünüp ülfete mâni olmazsa, yeter. Halbuki, güzel, hayattar, revnaktar, bütün kışırsız, lüb ve kabuksuz iç olan cennette, göz gibi bütün insanın duyguları, lâtifeleri, cins-i lâtif olan hurilerden ve huriler gibi ve daha güzel, dünyadan gelme, cennetteki nisâ-i dünyeviyeden ayrı ayrı hisse-i zevklerini, çeşit çeşit lezzetlerini almak isterler. Demek, en yukarı hullenin güzelliğinden tut, ta kemik içindeki iliklere kadar, birer hissin, birer latifenin medar-ı zevki olduğunu, hadis işaret ediyor."
"Evet, 'hurilerin yetmiş hulleyi giymeleri ve bacaklarındaki kemiklerin ilikleri görünmesi' tabiriyle, hadis-i şerif işaret ediyor ki: İnsanın ne kadar hüsünperver ve zevkperest ve ziynete meftun ve cemale müştak duyguları ve hasseleri ve kuvâları ve latifeleri varsa, umumunu memnun edip doyuracak ve her birisini ayrı ayrı okşayıp mesut edecek, maddi ve manevi her nevi ziynet ve hüsn-ü cemale huriler câmidirler. Demek, huriler cennetin aksam-ı ziynetinden yetmiş tarzını, bir tek cinsten olmadığından birbirini setretmeyecek surette giydikleri gibi, kendi vücutlarından ve nefis ve cisimlerinden, belki yetmiş mertebeden ziyade ayrı ayrı hüsün ve cemalin aksamını gösteriyorlar, وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ اْلاَنْفُسُ وَتلَذُّ اْلاَعْيُنُ işaretinin hakikatini gösteriyorlar." (Sözler, Yirmi Sekizinci Söz)
Beyaz üzümlerin içindeki çekirdeklerin, tatların ve renklerin görünmesi gibi... Bu durum kişiye ayrı bir lezzet, yarı bir iştiha, ayrı bir zevk verir.
İliklerin görünmesi aslında bir teşbih, bir mecazdır. Bu hadiste asıl dikkat çekilmek istenen husus ise; güzellik tabakalarının birbirini örtmeyeceği, birbirine perde olmayacağıdır.
Bu hadis; cennet hurilerinin giymiş olduğu elbiselerin her bir tabakasının ayrı bir güzelliğe, ayrı bir duyguya hitap ettiğini bildiriyor. Ve bu tabakalar birbirlerini örtüp gizlemiyorlar. Yani insan huriye baktığında bütün duyguları tatmin olabilecek bir şekildedir. Hatta her bir huri, cennetin küçültülmüş bir modeli gibi olacak. İnsan ona baktığında küçük bir cenneti yaşayacak ve bütün duygu ve cihazları doyuma ve saadete ulaşacak.
Mesela, yetmiş ayrı güzellikte bir elbise giydiğini düşünelim; normalde birinci elbise diğer altta kalan altmış dokuz elbiseyi örter ve onların güzelliklerini perdeler ve bakan kişi diğer altmış dokuz güzellikten mahrum kalır. Ama cennette; Allah, insana hem öyle bir bakış verecek, hem de hurilerin elbiseleri öyle bir güzellik ve letafette olacak ki, birbirini örtüp perdelemeyecek. Yoksa bizim anladığımız gibi; insana tiksinti veren ilikler gözükecek mânâsına gelmiyor. Hem cennette ilik belki de bizim duygularımıza letafet katacak bir kıvamda da olabilir.
Hurilerin hem bedenleri hem de giydikleri elbise öyle bir güzellikte ki, insanda ne kadar duygu ve cihaz varsa; hepsini mutlu ve mutmain edecek bir hâsiyete, bir yapıya sahiptir. İnsanın ne kadar güzelliğe düşkün, zevkperest, süse ve estetiğe meftun, cemâle müştak duyguları, hasseleri, kuvâları ve lâtifeleri varsa, tamamını memnun edip doyuracak ve her birisini ayrı ayrı okşayıp mes’ud edecektir. Kısaca huriler; yürüyen küçük bir cennet gibi olacaklar demektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar