Çevremizdeki yanlışlıkları, yanlış düşünen insanları uyarma ihtiyacı duyduğumuz kimseleri, durumları menfi hareket etmeden nasıl yapabiliriz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Evvelâ, müspet hareket; hikmete uygun, muktezayı hale münasip olarak hareket etmek demektir. Zillet içinde olmak veya haksızlık karşısında uysal olmak, müspet hareket etmek manasına gelmiyor. Halin gereği ne ise ona uygun bir tavır almak müspet hareketin en temel esasıdır.

Rıza-yı İlâhî için gayret göstermek müsbet; riya, gösteriş ve menfaat için çalışmak menfîdir. Hizmet-i imaniyye müsbet; küfür ve dalâlete, isyan ve sefahete çalışmak menfîdir.

Allah’a tevekkül müsbet; vazife-i İlâhiyyeye karışmak menfîdir. Asayişi muhafaza müsbet; kavga ve ihtilâl çıkarmak, huzur ve emniyeti ihlâl etmek menfîdir. Sabır ve şükür müsbet; sabırsızlık ve isyan menfîdir.

Müsbet, “ispat edilmiş” demektir. İspat edilen, ortaya konulan istifadeye sunulana müsbet denir. Müsbet imardır, menfî ise tahriptir.

Dünün boş arsasına bugün bir bina kurmuş, istifadeye sunmuşsanız bu bir müsbet harekettir. Ama mevcut bir binayı ortadan kaldırmış, faydasız hâle getirmişseniz buna da menfî denir.

Menfî, nefyedilmiş demektir. Nefiy ise sürgün etmek, ortadan kaldırmak, yokluğunu iddia etmek mânâlarına geliyor. Küfre giren insana imansız denilmesi de bundandır. Bu adam, kendi iman sarayını yıkmıştır. Kezâ, iffet ve ahlâkını harap eden adama da ahlâksız deriz. Burada da bir menfî hareket söz konusudur.

Meselâ, vatan işgal edilmiş, kılıçlar kuşanılmış, bu hale en mutabık ve müspet cevap vermek ancak cihat ile olur. Yoksa ben şiddete ve kavgaya karşıyım diyerek cihadı terk etmek müspet değil, menfi bir davranış olur. Diğer yandan barış ortamında da cihada başvurmak müspet değil, menfi hareket olur.

İkincisi, dâhilde, yani İslam toplumunda şiddet ve fitne ayet ve hadislerle men edilmiştir. İslam toplumunda iktidar ne kadar zalim ve menfi de olsa ekser masumların istirahatı ve asayişin temini için bazı şahsi haklardan feragat etmek ve toplumu kaosa sürüklememek için müspet hareket etmek gerekir. Yoksa ben haklıyım, kimseye boyun eğmem deyip tahrikkârane hareket etmek müspet hareket değildir. Çok büyük İslam âlimleri ve kahramanları, sırf toplumun selameti için zalim sultaların baskılarına sabretmişler. Bu tarz hareket onları zelil yapmaz, aksine feragat sahibi yapar.

Üçüncüsü, Üstad Hazretlerinin müspet hareket tarzı hem iman hizmetinin selameti için hem de dahilde fitne ve fesada geçit vermemek içindir. Ayrıca Üstad Hazretleri müspet hareket şemsiyesi altında "sivil itaatsizlik" metodu ile o zalimlere hiçbir zaman boyun eğmemiştir.

Hazreti Osman (ra)'ın şehit edildiği fitne ortamında Hazreti Ali (ra) Efendimizin dahilde fitne çıkmamak için bir takım fesatçılara sert bir müdahalede bulunmaması meselemize ışık tutar mahiyettedir. Yoksa yeri ve zamanı geldiğinde o fitnecileri ve zalimleri çok şiddetli bir şekilde cezalandırmıştır. Öyle ise müspet hareket etmeyi bir dar bir manaya hapsetmek yanlış olur...

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 4.615
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...