"Divan-ı Harb-i Örfîde ve Mustafa Kemal’in hiddetine karşı, ... Benim şahsımın veya bazı kardeşlerimin kusuruyla Risale-i Nur’a hücum edilmez." Üstad hiddetinin kusur olduğunu mu düşünüyor?

Değerli Kardeşimiz;

Üstadımız, 1926'da iman hakikatlerini anlatan Risale-i Nur'u telif etmeye başlayınca, bütün dünyevî işlerden ve siyasî cereyanlardan elini eteğini çekip sadece imana hizmet etmeyi gaye edinmiştir. O dönemin dinsizleri Üstadı çürütmek için "Bu adam dini ve imanı maske yapıp gizlice ve sinsice siyaset yapıyor" diye Üstada karşı ithamlarda bulunuyorlar.

Üstad kendisini "gizlice ve sinsice siyaset yapmakla" suçlayan devrin siyaset ve hukuk adamlarına (mealen) bu şekilde sesleniyor:

"Mustafa Kemal gibi bir adamdan çekinmeyen ve doğru bildiklerini yüzüne haykıran birisinin korkakça, içten pazarlıklı ve sinsice işler çevirmesi düşünülemez. Eğer ben siyaset yapmak istersem bunu açıkça ve gizlemeden yaparım ve sizden de asla çekinmem."

"Ama benim böyle bir gayem yok, benim tek gayem bu materyalist ve mülhid asırda imanları tehlikede olan insanların imanlarını kurtarmaktır. Bunun dışında beni siyaset yapmakla itham edenler ancak imana düşman küfür komiteleri olabilir."

Üstadımızın Mustafa Kemal'e karşı hiddet etmesini bir hata veya yanlış olarak görmek mümkün değildir. Çünkü o devirde Üstadımız Eski Said döneminde olup, henüz iman hizmetine başlamamıştı ve siyaset yolu ile dine hizmet etmeyi düşünüyordu.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü