"Dünya ve âhirette ebedî ve daimî süruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi (a.s.m.) kendine rehber etmek gerektir." Burada zikredilen terbiyeyi nasıl değerlendirirsiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Terbiye-i Muhammediye, denilince, Allah Resulünün (asm.) insanları Kur’ân ahlâkı ile ahlâklandırması, onun hükümlerine itaat ettirmesi, yasaklarından sakındırması, kısacası, insanları Allah’ın razı olacağı kâmil müminler haline getirmesi anlaşılır.
Bütün ömrünü Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak geçiren bir insan, hem dünyada hem de âhirette mesut olur.
İman, başlı başına büyük bir saadettir. Kendini Allah’ın eseri bilmek, bu dünyada onun misafiri olarak yaşamak, onun saadet diyarı olan “cennete layık bir kıymet almak” için çalışmak, takva ve salih amel dairesinde bir ömür geçirmek, ruhunu kötü huylardan uzak tutup, güzel ahlâkla tezyin etmek bu dünyada bir cennet hayatı yaşamak demektir.
Dünya, âhiretin tarlası olduğundan bu sürurlu ve saadetli hayatın âhiretteki meyvesi de “ebedî bir cennet” olacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü