"Eşya zeval ve ademe gitmiyor, belki daire-i kudretten daire-i ilme geçiyor; âlem-i şehadetten, âlem-i gayba gidiyor..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Daire-i ilim" denilince akla gelen mana şudur:
Bu varlık âlemi, güneşleri ve yıldızlarıyla, hayvanları ve insanlarıyla, cinleri ve melekleriyle henüz yaratılmamışken bütün bunların mahiyetleri Allah’ın ezelî ilminde mevcuttu. İşte, daire-i ilim bu “mahiyetler âlemi”dir.
Bunlar, yaratılmaları irade edildiğinde, ilahi kudretle varlık sahasına çıkarılırlar. İşte, varlık âleminde boy gösteren bütün bu “hakikatler âlemine” de “daire-i kudret” deniliyor.
Buna göre, “daire-i ilim” gayb âlemi, “daire-i kudret” ise şehadet âlemi oluyor. Şu anda yağan yağmurlar, konuşan insanlar, ötüşen kuşlar, şehadet âlemindedirler ve daire-i kudrettedirler. İlahi kudretle var olmuşlar ve vazifelerini ifa etmektedirler.
Kâinatın ilk tohumunun atıldığı andan, ta kıyamete, ta ahirete kadar yaratılacak bütün varlıklar ise şu anda gayb âlemindeler ve daire-i ilimde bulunuyorlar. Şu kudret dairesindeki eşya, vazifelerinin tamamlanmasıyla bu dünyadan göç ettiklerinde yine gayb âlemine göçmüş olacaklar, yani daire-i kudretten, daire-i ilme geçecekler.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü