"Evet, mâsadak ile mânâ ayrıdırlar. Halbuki, mâsadak olmaya mümkün olan şey, mânâ yerine ikame olundu. Çok da imkânât vukuata karıştırıldı." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, mâsadak ile mânâ ayrıdırlar. Halbuki, mâsadak olmaya mümkün olan şey, mânâ yerine ikame olundu. Çok da imkânât vukuata karıştırıldı."(1)
Olan ile olma ihtimali olan şey farklıdır ve olma ihtimali olan bir şeye olmuş gibi bakmak insanı yanlışa sürükler.
Mesela, kilolu bir insanın tansiyon hastası olma ihtimali vardır. Sırf bu ihtimal vardır diye henüz tansiyon hastası olmadığı halde gidip tansiyon ilacı içmek ölüme davetiye çıkarmak demektir.
Burada hasta olmak vukaattır, hasta olma ihtimali ise imkanattır. Olası bir şeye olmuş gibi bakmak insanı yanlışa, hataya ve hayale saptırır.
Masadak, bir kelime ya da cümlenin anlam imkan ve ihtimalleri oluyor. Mana ise, o kelime ve cümlenin bizzat anlamı oluyor. Yukarıda verdiğimiz örneğe göre mana hastalık ve vukuat oluyor, masadak ise hasta ve vaki olma ihtimalleri oluyor.
Kur’an ayetlerinin bir açık ve net anlamı var, bir de ihtimal ve imkan içinde anlamları var ki buna masadak deniliyor. İhtimal ve imkan içindeki anlamlara bizzat manasıymış gibi muamele etmek, ayete karşı bir hürmetsizliktir.
Bu yüzden müfessirlerin ayetlerden anladıkları muhtemel anlamlar, hiçbir zaman ayetin kesin ve açık anlamı yerine geçemez. Şayet geçirilirse o zaman niza, ihtilaf ve fitne çıkar. Ve bir yorumcunun yorumu din gibi algılanır, ortaya yorumcular adedince din çıkar.
Mesela, herhangi bir Kur’an tefsiridir ve mana değil bir masadaktır; biz kalkıp o tefsirdeki manalar bizzat Kur’an’dır ya da manasıdır dersek, o zaman o tefsiri ikinci bir kutsal kitap yapmış oluruz ve bunu kabul etmeyenleri de din dışında sayarız. Ki bu çok tehlikeli bir bakış açısıdır...
(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale.
İlgili ders videosu için tıklayınız:
Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (4.Bölüm)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü